Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12192 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10360 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : BALIKESİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/05/2010NUMARASI : 2007/106-2010/220Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu 379 parsel sayılı taşınmazını kendisine ölünceye kadar bakması karşılığında davalı oğluna devrettiğini ancak oğlunun bakım görevini yerine getirmediğini ileri sürerek tapunun iptaliyle adına tescilini istemiş, yargılama sürerken ölmesi üzerine davayı mirasçılardan İ.. K.. devam ettirmiş ve miras payı oranında iptal tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı mirasçısı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, bakım borcunun yerine getirilmemesi nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 379 parsel sayılı taşınmazın davacı Z. adına kayıtlı iken 28.8.2003 tarihinde ölünceye kadar bakım şartı ile davalı oğlu H..'e devredildiği, davacının 23.3.2007'de eldeki davayı açarak davalının kendisine bakmadığını iddia ettiği, yargılamanın devamı sırasında 1.2.2008 tarihinde ölmesiyle de, geride iki kızı, iki oğlu ve üç torununu mirasçı olarak bıraktığı, davalı dışındaki oğlu İ..'in vekil vasıtasıyla davayı takip ettiği, vekilin, dava dışı diğer mirasçılardan vekaletname alamadığını, bu nedenle pay oranında iptal-tescil istediklerini bildirmesi üzerine de, mahkemece davanın bu şekilde sürdürüldüğü ve esas hakkında karar verildiği görülmektedir.Davayı açan Z..'nın ölümüyle eldeki davanın Z..'nın terekesini ilgilendiren bir dava haline dönüştüğü açıktır. Bu durumda, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olması ve elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları bulunmayıp her birinin hakkının ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunması nedeniyle davanın tüm ortaklarca yürütülmesinde zorunluluk vardır.Öte yandan mirasçı davacılardan İsmet’in tereke adına yürütülmesi gereken davada tek başına istediği pay oranında sınırlaması terekeyi bağlamaz ve hukuksal sonuç doğurmaz.Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi yerine, resen gözetilmesi gereken davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Davacı mirasçısı İ..'in nın temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.112010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.