Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12148 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11284 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/05/2010NUMARASI : 2009/228-2010/122Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 299 ada 56 parsel sayılı taşınmazın A..A.o. T. A.adına kayıtlı olduğunu, 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca mutasarrıfının mirasçısız ölmesi nedeniyle taşınmazın vakfına dönmesi gerektiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı Hazine, husumet ve esas yönden davanın reddini savunmuşturMahkemece, 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davacı ve davalı Hazine vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; 299 ada 56 parsel sayılı taşınmazın kaydında “A. H. P. Vakfından icareli” şerhinin bulunduğu ve A. A. o. T. A. adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki; icareteynli bir taşınmazın asıl maliki mutasarrıfı değil, vakıf tüzel kişiliğidir. M.. adına oluşturulan kayıt mülkiyete değil, tasarrufa delalet eder. Mahluliyet sonucu taşınmaz aslına yani vakfına rücu eder. Tescil kararı yenilik doğurucu değil açıklayıcı nitelik taşır.Diğer taraftan mutasarrıf iken mirasçı bırakmadan ölen yada yitik kaçak olan kişilerin malları Türk Medeni Kanununun 501.maddesi uyarınca Hazineye kalmakta ise de, yasa koyucu vakıf mallarının tasfiyesi amacıyla 2762 Sayılı Yasanın 2888 Sayılı Yasa ile değişik 27-28-29 maddeleriyle düzenlemeler yapmış ve 29.maddesiyle mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş olan taşınmazlardaki maliklerin bu yasanın yürürlük tarihine kadar (22.9.1983) ölmeleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal edip de bu husus yine aynı tarihe kadar Hazine adına tapu kaydına bağlanmış bulunanlar ayrık bırakılarak işlenmemiş olan taşınmazlar mahlulen vakfına rücu eder” hükmünü getirmiştir. Oysa 27.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 17.maddesi ile de tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir” demek suretiyle taşınmazların Hazineye intikal yolunu kapatmış bulunmaktadır.O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır.Oysa eldeki davada, mirasçı bırakmadan öldüğü ileri sürülen A. A. o.. T. A.hakkında nüfus kayıtları getirtilmemiş, mirasçılarının bulunup bulunmadığı ortaya çıkarılmamış, sadece emniyet vasıtası ile yapılan araştırma ile yetinilmiştir. Bu durumda, hüküm kurmaya esas teşkil edecek biçimde yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yokturHal böyle olunca, A. A.o. T.A. hakkında hükme yeterli araştırma, inceleme ve soruşturma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalı Hazinenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.