MAHKEMESİ : KADIKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/04/2006NUMARASI : 2004/231-2006/148Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 16 parselde pay sahibi iken,ifraz sonucu 2424 ve 2425 parsellere ayrıldığını,ifraz sonucu malik olduğu bölümün 2424 parsel sınırları içinde kaldığını, bu parselinde imar uygulaması sonucu 2910 ada 3 parsel olduğunu,16 parsel hakkında açılan ve keşinleşen mahkeme kararı ile Hazine adına tescilin sağlandığını,Hazine tarafından Türkiye Emlak Bankasına devirden ve isim değişikliklerinden sonra hak sahiplerinin haklarının devredileceği ve bu şekilde gayrimenkulun satımının vaad ve taahhüt edildiğini, buna rağmen adına tescilin sağlanmadığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı 3 parselin kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalı, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davacı 16 parselde pay sahibi iken ifraz sonucu 2424 ve 2425 parsellere ayrıldığını, ifraz sonucu malik olduğu bölümün 2424 parsel sınırları içinde kaldığını, bu parselin de imar uygulaması sonucu 2910 ada 3 parsel olduğunu, 16 parsel hakkında açılan ve kesinleşen mahkeme kararı ile Hazine adına tescilin sağlandığını, Hazine tarafından Türkiye Emlak Bankasına devrinden ve isim değişikliklerinden sonra hak sahiplerinin haklarının devir edileceği ve bu şekilde gayrimenkulün satımının vaad ve taahhüt edildiğini; buna rağmen adına tescilinin sağlanmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, davalıya karşı açılan ve davalılar adlarına olan kaydın iptali ile aralarında davacının da bulunduğu kişiler adlarına payları oranında tapuya tesciline karar verilen 2424 parselin imar uygulaması sonunda ortadan kalkması nedeniyle daha önce görülüp kesinleşen kararın uygulanması ve yerine getirilmesinin olanaksız hale geldiği ve bu dava ile davacı adına tescili istenen 3 parselin de yüzölçümüne göre davacının payını karşılandığı benimsenerek davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davacının temyiz itirazlarına gelince, davacının yargılama aşamasında keşfen belirlenen değeri üzerinden harcı ikmal ettiği anlaşıldığından, davacı yararına bu değer gösterilerek vekalet ücreti tayin ve takdiri gerekirken yazılı olduğu üzere dava dilekçesindeki değeri üzerinden avukatlık ücreti tayin ve takdiri doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.