Davacı vekili, müvekkili şirkete ait işyerinin davalı nezdinde sigortalı olduğu dönemde meydana gelen hırsızlık olayı sonucu uğranılan zararın davalı tarafından karşılanmadığını, müvekkilinin poliçedeki şartları yerine getirdiği halde davalının haklı bir gerekçeye dayanmaksızın tazminat taleplerini reddettiğini ileri sürerek, 41.000.00 TL. zararın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında yapılan ıslah ile talep edilen alacakmiktarının41.000.00 TL. den 40.910.00 TL.ye düşürülmesi ve talep edilen alacağa avans faizi uygulanması istenmiştir.Davalı vekili sigortalı işyerinde hırsızlığı önlemek amacıyla poliçe özel şartına göre alınması gereken önlemlerin alınmadığını, hırsızlık olayının da bu nedenle meydana geldiğinden dava konusu talebin poliçe teminatı dışında kaldığını savunarak, davanın reddini istemiş, ıslah dilekçesine karşı verdiği yanıtta ise davayı kabul etmemekle birlikte davacının ıslah ettiği faiz türüyle ilgili olarak faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi olması gerektiğini belirtmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesine “hırsızlık teminatı riziko mahallinde alarm sistemleri ve kepenk/parmaklık olması kaydıyla ge-çerlidir.” Şeklinde bir kloz konulduğu, riziko mahallinde depo hariç alarm sisteminin mevcut olduğu, işyerinin arka bölümündeki iki küçük pencerenin demir raflarla muhafaza edildiği, salt bir pencerenin açıkta kaldığı, sigortalı işyerine ait deponun küçük bir penceresinden riziko mahalline girildiği ancak sigortalı değerlerin çalınma fiilinin ancak deponun içerden kapanan ve kilit-lerinin de içeri doğru bulunduğu kapının kırılması sonucu gerçekleştirildiği, penceredeki açıklığın sigortalının tazminat haklarını kaldırmayacağı, davacının tazminat talebinde bulunabileceği, aktif güvenlik önlemlerini alan davacı sigortalının olayda kusurundan söz edilemeyeceği, davacının dava değerinin indirimine ilişkin ıslah talebinin yasal olmadığı sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile 40.910.00 TL. tazminatın dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek olan yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan alınmasına aşan istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava, davalı şirkete sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık rizikosu nedeniyle ugranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.Taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesi incelendiğinde hırsızlık rizikosuna karşı verilen sigorta teminatının geçerliliği bazı özel koşullara bağlanmış olup, poliçeye konulan bu özel koşullar yasa ve genel şartların emredici hükümlerine aykırı olmamak şartıyla geçerli bulunup, tarafları bağlayıcı niteliktedir. Söz konusu poliçede hırsızlık rizikosunun sigortalı mahalde güvenlik şirketine veya emniyete veya sahiplerinin telefonlarına bağlı alarm veya tüm pencere, kapı ve vitrinlerde kepenk veya parmaklık bulunması halinde geçerli olacağı açıkça kararlaştırılmıştır. Bu durumda, işyeri poliçede belirtilen şekilde koruma altına alınmasına rağmen bir hırsızlık eyleminin meydana gelmesi halinde sigorta şirketi poliçe uyarınca sorumlu olacaktır.Somut olayda, rizikonun meydana geldiği sırada mevcut alarm sisteminin hırsızlık eyleminin işlendiği bodrum kattaki depo kısmını kapsamadığı, hırsızlık eyleminin deponun camsız ve kilitsiz pencere kanadının açılarak depoya girilmesi sonucu dıştan uğraşılmasına rağmen açılamayan depo kapısının içeriden açılmak suretiyle gerkçekleştirildiği tespit edilmiştir. Buna göre, hırsızlık eyleminin işlendiği depo kısmında riziko tarihinde aktif bir alarm sisteminin mevcut olmadığı, kepenk veya parmaklık gibi hırsızlığı engelleyici uğraşılmasına rağmen açılamayan depo kapısının içeriden açılmak suretiyle depodaki malların dışarıya çıkarılarak hırsızlık eyleminin gerçekleştirildiği olayda eylemin işlendiği depo kısmında poliçede kararlaştırılan koruma önlemlerine uyulmaması arasında uygun nedensellik bağı bulunduğundan davaya konu hırsızlık eyleminin poliçe teminatı dışında kaldığının kabulü gerekir. O halde, poliçede kararlaştırılan koruma önlemlerinin yerine getirilmediği depo kısmında işlenen hırsızlık eylemi sonucu ortaya çıkan zararın poliçe teminatı dışında kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi taraflar arasındaki akdi ilişki uyarınca doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇYukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararınaBOZULMASINA(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 900.00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.