MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (üç kez)HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan (iki kez) mahkûmiyeti ile suç eşyasının müsaderesiDÜŞÜNCE : Onamaİlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık hakkında mağdurlar ..., ... ile ...'ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mağdur sayısınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasına bakan mahkemece mağdure ...'ya karşı işlediği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine ve mağdurlar ... ile ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan (iki kez) beraatine ilişkin kurulan 10.10.2007 gün ve ... Esas, ... Karar sayılı hükümlerin O Yer Cumhuriyet Savcısı ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce verilen 13.06.2012 gün ve ... Esas, ... Karar sayılı ilamla mağdure ...'ya yönelik kurulan mahkûmiyet hükmünün eylemde kullanılan emanette kayıtlı kuru sıkı tabancanın kısa kararda müsaderesine hükmedilmesine rağmen gerekçeli kararda bu konuda karar verilmemesi suretiyle hükmün karıştırılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle ve mağdurlar ... ile ...'a yönelik beraat hükümlerinin ise atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasının ardından, mahkemece mağdure ...'ya yönelik atılı suçtan kurulan mahkûmiyet hükmünün sehven kesinleştirilerek infaza verilip mağdurlar ... ve ...'la ilgili bozulan hükümlerden dolayı yeni esasa kaydedilen dosyada gerçekleştirilen yargılama sonucunda verilen iş bu temyize konu 11.09.2013 tarihli kararda sanığın her iki mağdura yönelik müsnet suçtan iki kez mahkûmiyeti ile adli emanette kayıtlı kuru sıkı tabancanın müsaderesine karar verildiği anlaşıldığından, Dairemizce verilen 13.06.2012 günlü ilamla bozulmasına karar verilen mağdure ...'ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile ilgili olarak ta yargılama yapılıp yeniden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sehven kesinleştirme işlemi yapılarak hükmün infaza verilmesi karşısında sanık hakkında dava zamanaşımı süresi içerisinde infaza verilen evrakın alınarak bu hususta hüküm kurulması mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Olay günü aracıyla gezip alkol alan sanığın, mahalleden tanıdığı olan küçük mağdurlar ..., ... ile ...'u araçla ... ilçesinde gezdireceğini söyleyip hileyle otomobile binmelerini sağladıktan sonra ilçeden ayrılıp komşu ... ilçesine doğru seyir halinde olduğu sırada durumu fark edip kendilerini geri götürmesini isteyen mağdurlara emanette kayıtlı kuru sıkı tabancayı göstermek suretiyle alıkoyduğu ve yan koltukta oturan mağdur ...'ya şarap içirdikten sonra öpüp bacakları ile göğüslerini okşamak suretiyle basit cinsel istismarda bulunduktan sonra aracın yakıtının bitmesi üzerine durdukları yerde mağdurların araçtan inerek kaçıp yakındaki petrol istasyonuna sığındıkları tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle sanığın tek fiille her üç mağdura yönelik alıkoyma eylemin de bulunması nedeniyle aynı nevinden fikri içtima halinin olduğu anlaşılmaktadır. TCK'nın 43/2. maddesinde düzenlenen aynı neviden fikri içtimada, aynı fiille aynı suçun farklı kişlere karşı aynı anda işlenmesi gerekmekte olup sanığın tek eylemle yaşı küçük mağdurlara karşı atılı suçu işlemesinden dolayı TCK'nın 109/2, 3a-3f-5, 43/1-2. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde mağdurlar ... ve ... için ayrı ayrı mahkûmiyetlerine karar verilmesi neticesinde fazla ceza tayini,Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.