Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1204 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 25828 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Çivril İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/11/2011NUMARASI : 2010/51-2011/115Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Bir kimsenin mesken edinmek üzere aldığı borç para bu amaçtan, zirai kredi karşılığı aldığı borç para ise zirai işletmesinin gelişmesini sağlamaktan, ayrıca esnaf kredisi için aldığı borç para da geçimini sağlamaktan kaynaklandığından, bu borçlara ilişkin olarak kurulan ipotekler, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre zorunlu ipotek kapsamında kabul edildiğinden haczedilmezlik şikayetinin ileri sürülmesine engel teşkil etmez. Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin esnaf kredisinden kaynaklandığı, dolayısıyla zorunlu ipotek kapsamında kaldığı anlaşıldığından bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Öte yandan İİK'nun 82/12. maddesinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı belirlendikten sonra aynı maddede "ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır" hükmüne yer verilmiştir. Buna göre mahkemece mahallinde keşif yapılarak meskeniyet şikayetine konu taşınmazın değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekir.Somut olayda, icra mahkemesince yaptırılan keşif sonucu alınan raporda, her ne kadar haczedilen evin borçlunun haline münasip konutu olduğu belirtilmişse de; borçlunun hacze konu evden daha düşük bir bedelle haline münasip bir konut alıp alamayacağı hususunda bir beyanda bulunulmamıştır. O halde mahkemece bilirkişiden anılan konuda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/01/2013 günündeoybirliğiyle karar verildi.