Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12018 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10565 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/06/2010NUMARASI : 2009/320-2010/302Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 4739 ada 16 parsel sayılı taşınmazını davalıdan 2003 yılında almış olduğu 65000 Amerikan Doları borç paranın teminatı olarak 11.12.2003 tarihinde ve satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, bilahare borcunu ödediği halde davalının taşınmazını geri vermediğini ileri sürerek ve 65000 Amerikan Doları karşılığı Türk lirasını teminat olarak depo etmeyi de kabul ettiğini belirterek tapu iptali ve adına tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davacının borcunun zamanında ve hiç ödemediğini, borcunu ödemeyince dava konusu yerde kiracı olarak oturduğunu ve bilahare mahkeme kararı ile tahliye edilmesine rağmen taşınmazı yeniden işgal ettiğini, davacının senede bağlı başkaca borçları da olup, taraflar arasında çok sayıda derdest davalar bulunduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının aldığı borç paranın ödendiğini yasal delillerle ispatlamak zorunda olup, bu hususta yazılı delil ve belge sunamadığı, davalıya yemin teklif ettiği, davalının da yemini kabul ettiği,böylece davacının yasal delille davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 4739 ada 16 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken, 11.12.2003 tarihinde ve satış suretiyle davalıya temlik edildiği ve halen davalı adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.Davacı, anılan temlikin davalıdan almış olduğu borç paranın teminatı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürmüş ve bu borç parayı mahkeme veznesine yatırmayı kabul ettiğini dava dilekçesinde açıkça belirtmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, “teminat protokolu” başlığını taşıyan ve sıhhati konusunda bir itiraz bulunmayan dosyaya mübrez tarihsiz belgenin, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararında öngörülen nitelikte yazılı belge olduğu sabittir.O halde; anılan belge gözetilerek, davacının dava dilekçesindeki beyanı ve teklif edilen yeminin de eda edildiği dikkate alınmak suretiyle Borçlar Kanununun 81 ve 83. mad. hükümleri uyarınca, yazılı belgede belirtilen 65.000 USD(Amerikan doları)nın, Türk Lirasına çevrilmek suretiyle mahkeme veznesine depo ettirilmesi ve ondan sonra davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.