Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11989 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12476 - Esas Yıl 2014





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARİİK'nun 36. maddesi gereğince; ilâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde İcra Mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere İcra Müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir.Somut olayda, 15.01.2014 tarihinde alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takip başlatıldığı, 20.01.2014 tarihinde borçlu vekilinin tehir-i icra kararı getirebilmek için İcra Müdürlüğü'nden mehil belgesi talebinde bulunduğu, İcra Müdürlüğü'nce nakit veya teminat mektubu sunulması halinde talebin değerlendirilmesine karar verildiği, bu sırada takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun SGK İl Müdürlüğü nezdinde bulunan alacakları üzerine haciz konulduğu, borçlunun İcra Mahkemesine başvurarak, bedeli 1.800.000.00 TL olan 3 adet cihaza ait fatura ibraz ederek, İİK’nun 36. maddesi uyarınca bu cihazların taşınır rehni kapsamında haczedilerek, tehir-i icra kararı getirebilmek için teminat olarak kabulüne, cihazların daha sonra yediemin olarak kendilerine teslimine ve dosyadaki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istediği, Mahkemece, salt faturalar dikkate alınarak, fatura değeri 1.800.000.00 TL olan cihazların tehir-i icra kararı getirebilmek için teminat olarak kabulüne, bu cihazların dava sonuçlanıncaya kadar muhafaza altına alınmamasına ve dosyadaki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, hükmün alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Her şeyden önce Mahkemece, İcra Müdürlüğü'ne talimat verilerek, anılan cihazların borçlunun talebinde olduğu üzere fiilen haczedilip, değer tespiti yapılmadan ve üzerlerinde başka hacizler olup olmadığı, yani dosya borcunu karşılamaya engel bir durumlarının bulunup bulunmadığı tespit ettirilmeden sadece faturalar üzerinden bu cihazların teminat olarak kabulü ve muhafaza altına alınmamalarına karar verilmesi doğru değildir.Kabule göre ise; İİK’nun 36. maddesine dayanılarak mehil vesikası verilmesi ve bilahare tehir-i icra kararının sunulması sadece takibi olduğu yerde durdurur, daha önce yapılmış hacizlerin kaldırılmasını sağlamaz. Bu nedenle hacizlerin kaldırılması da doğru olmamıştır.Bu durumda Mahkemece, borçlunun tehir-i icra kararı getirebilmek amacıyla mehil belgesi alabilmek için İİK’nun 36.maddesine göre teminat olarak kabulünü istediği taşınırlar hakkında yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılması için İcra Müdürlüğü'ne talimat verilmesi ve dosyada bulunan hacizlerinde kaldırılmaması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. ve İİK' nun 366. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.