Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11943 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8908 - Esas Yıl 2015





Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davalıların işleten/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın yaya müvekkiline çarparak yaladığını belirterek çalışma gücü kaybı, tedavi gideri, zorunlu yaptığı ve yapacağı estetik giderler ve bakıcı gideri için fazlaya dair haklarını saklı tutarak 7.000,00.-TL maddi tazminatın davalılardan, 15.000,00.-TL manevi tazminatın davalı Ö.. U..'tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili; 6111 sayılı Yasa gereğine tedavi giderlerinden SGK'nın sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı Ö.. U.. vekili; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücü % 100 kusurlu ve davacı C.'ın çalışma gücü kaybı olmadığı kabul edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, davacının yaptırdığı diş tedavisi için 4.400 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden dava tarihi, davalı Ö. yönünden kaza tarihinden, 5.000 TL manevi tazminatın davalı Ö.'den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline bakiye tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı Ö.. U.., L.Sigorta AŞ. ve ihbar edilen SGK. Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Hükmüne uyulan, Dairemizin 10.10.2013 tarihli, 2012/13802 Esas, 2013/13691 Karar sayılı bozma ilamında; "... davacı temyizi yönünden; mahkemece, talep edilen zarar kalemlerinden yalnızca diş tedavisine ilişkin sağlık giderinin dikkate alındığı, bunun yanında davacının yaralanması nedeni ile yaptığını iddia ettiği tedavi giderleri ile bakıcı gideri ve estetik tedavi giderlerine ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmadığı, buna göre davacının yapıldığını iddia ettiği tedavilere ilişkin tedavi evraklarının ilgili kurumlardan getirtilerek tıp doktoru bilirkişiden rapor alınarak davacının yaralanmasının şekli ve niteliğine göre yapması muhtemel belgeli veya belgeye bağlanamayan tedavi giderlerinin tespiti, yaralanmasının estetik tedaviyi gerektirip gerektirmediği, gerektiriyorsa uygulanacak tedavi hizmetinin ücreti ile yaralanmasına bağlı olarak refakatçiye ihtiyaç duyup duymadığı ve süresi belirlenerek uzman doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi; davalı sigorta şirketi temyizi yönünden; mahkemece kabul edilen diş tedavisi giderinin ve davacının bunun dışında iddia ettiği ve yukarıda 2 numaralı bentte bozma gerekçesine konu edilen giderlerin yapılacak inceleme sonucu belirlenmesi durumunda, tedavi giderleri yönünden 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden olup olmadığının değerlendirilmesi ile S. G. K.n sorumluluğuna esas olup olmadığının belirlenmesi için uzman doktor bilirkişiden rapor alınması, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri için "S. G. K."nun davaya dahil edilerek bu tedavi gideri yönünden S.G.K.'nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması; kabule göre de, davalı sigorta şirketi aleyhine kabul edilen miktara göre davacı lehine fazla vekalet ücreti takdir edildiği" hususlarına işaret edilmiştir.Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyma kararı verildikten sonra, yapılan yargılama sonunda; doktor bilirkişilerden alınan 21.09.2014 ve 04.11.2014 tarihli raporlar benimsenerek, davanın kısmen kabulüne, 1.260,38 TL ve 835,69 TL toplamı 2.096,07 TL maddi tazminatın davalı Ö.. U..'dan kaza, davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 360,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı S.G.K.an tahsiline, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı Ö.. U..'dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içeriğine ve bozma ile kesinleşen hususlara ilişkin yeniden inceleme yapılamayacağına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hüküm altına alınmamış bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK.'nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise, bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İBK. ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294 - 297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır.Somut olayda; kısa kararda "360 TL'nin dava tarihi 08/08/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsili ile, davacıya ödenmesine" ibaresi yazılmadığı halde, gerekçeli karara bu maddenin eklendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, yukarıda açıklanan ilkelere aykırı biçimde kısa karar ve gerekçeli kararın farklı olması nedeni ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Kabule görede:3-Dava; Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, maddi tazminat kapsamında tedavi gideri, zorunlu yaptığı/yapacağı estetik tedavi giderleri ve bakıcı giderlerine ilişkin zararlarını talep etmiş, mahkemenin önceki kararı, davacının her bir isteğine ilişkin karar verilmediğinden eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereğince araştırma ve inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.Sorumluluğu doğuran olayın zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali, BK.'nun 46/I maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu'nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan, davacının tedavi gideri istemi, yapılmış olan tedavilere ilişkin ödemeleri içerdiği gibi, ileride yapılacak estetik ameliyat ödemelerini de kapsamaktadır.Somut olayda, davacının estetik tedaviye gereksinimi doktor bilirkişi raporu ile tespit edildiği halde, tedavinin plastik cerrahi bölümü olan hastanelerden birinde yapılabileceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.Bu itibarla, yukarıdaki açıklamalar ışığında, uyulmasına karar verilen ve davacı lehine bozma içeren Dairemiz ilamı doğrultusunda, davacının yapması muhtemel estetik tedavi giderleri maliyetinin, 21.09.2014 tarihli raporu düzenleyen doktor bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.4-Davacı, kaza nedeniyle kaybettiği iki dişinin tedavisi için sarfettiği 4.400 TL tutarlı fatura bedelini talep etmiş olup, mahkeme, bozmadan önceki kararında diş tedavi giderinin tamamını hüküm altına almış, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce, davacı lehine bozma yapılmış, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, 4.400 TL tutarlı faturanın 835,69 TL'lik kısmından davalı araç sürücüsü ve sigorta şirketinin, 360 TL'sinden de SGK.'nın sorumlu olduğu, geriye kalan kısmın ise yapılan lüks tercih nedeniyle davacı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Oysa ki, söz konusu miktar, önceki kararda bozma konusu yapılmayarak, davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu itibarla, usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilmeksizin, SUT hükümlerine göre isabetsiz değerlendirme içeren diş doktoru bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.5-Mahkemece diş doktoru bilirkişiden alınan 04.11.2014 tarihli raporda, davalı SGK'nın sorumlu olacağı miktar Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4/1 maddesine göre SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) hükümlerine göre belirlenmiş, bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur.6111 sayılı Yasa'yla değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 98. maddesine göre; "Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın S. G. K. tarafından karşılanır." Dairemizin bozma kararında da esasen bu yöne işaret edilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduğu ve bozma kararında S. G. K.'nun davaya dahil edilerek 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden S. G. K.'nun sorumlu tutulması gereğine işaret edildiği halde, bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirmeye dayanılarak diş tedavi giderinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi isabetsiz olmuştur.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin; (5) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı sigorta şirketine geri verilmesine, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.