Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11919 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10964 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/11/2009NUMARASI : 2008/99-2009/669Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden paydaşı oldukları 19605 parsel sayılı taşınmaza bina yapılması için dava dışı yüklenicilerle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, yüklenicilerin inşaatı tamamlamadan bırakmaları nedeniyle ruhsat alınamadığını, davalı E..'in 22 numaralı daireyi yükleniciden satın aldığını ve diğer davalınında kiracı olduğunu iddia ederek tasarrufta bulunduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davalının fuzuli şagil olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 19605 parsel sayılı taşınmazda davacıların kayden paydaş oldukları davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacılar, çekişme konusu taşınmaza bina yapılması için dava dışı yüklenicilerle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yüklenicilerin 4 ayrı dairenin adlarına tescili için açtıkları davanın inşaatın natamam olması nedeniyle reddedildiğini, davalının da bu dairelerden 22 nolu olanı haksız işgal ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.Davalı, dava konusu yeri, yükleniciden satış vaadi sözleşmesi ile aldığını, sözleşmenin halen geçerliliğini devam ettirdiğini, bu nedenle fuzuli şagil olmadığını savunmuştur.Gerçektende eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden davalılar ile dava dışı yükleniciler arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi yönünde bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır.Ancak, dosya içinde bulunan 1994/88 E -1997/234 Karar sayılı dava dosyasından, yükleniciler tarafından 19605 parsel malikleri aleyhine açılan tapu iptal-tescil davasının reddedildiği görülmektedir.Öte yandan, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında dava konusu daire dışında, binanın natamam olduğu, binada kaba inşaattan başka bir imalata rastlanmadığı bildirilmiştir.Davacıların, dava açılana kadar davalının kullanımına karşı koymadıkları gözetildiğinde davalının eylemine davacıların muvafakat ettikleri, ve dava açmakla bu muvafakatın geri alındığınında kabulünde zorunluluk vardır.Bu durumda, hak sahibinin kötü niyetli zilliyetten isteyebileceği işgal tazminatından davalının sorumlu tutulamayacağı gözetilerek davacıların ecrimisil taleplerinin reddedilmiş olması doğrudur. Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacılar kayıt malikleri olup davalının kayıttan kaynaklanan bir hakkı olmadığı, bilirkişi raporlarına görede, davalı veya yüklenicilerin binanın natamam olması ve kaba inşaat seviyesinde bulunmasına göre, henüz ayın isteyebilecekleri seviyeye ulaşmayan yapı nedeniyle tasarruflarının haklı ve geçerli olduğu söylenemeyeceği gibi yüklenicinin ardılı konumundaki davalınında haklarının yüklenicinin hakları ile sınırlı olduğu da yasal ve yargısal uygulamada benimsenmiş bir ilkedir.Hal böyle olunca, belirlenen bu olgular gözetilerek davacıların Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet haklarına üstünlük tanımak ve çap kaydının iptale kadar geçerli olduğu gözetilerek elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddedilmiş olması doğru değildir.Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.