Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11817 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 7145 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/04/2008NUMARASI : 2007/385-2008/170Taraflar arasında görülen davada;Davacı vasisi, davacının miras bırakanı K.B.ın mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı şekilde 2 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümü davalıya tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı, satış bedelini ödediğini iddianın doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, miras bırakanın, davacı kardeşinden mal kaçırmak amacıyla muvazaalı şekilde dava konusu taşınmazını davalıya temlik ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı adına tapu kaydının iptali ile tapu kaydı üzerindeki davalı tarafın tasarruflarından kaynaklanan tüm takdiyatların kaldırılarak davacı R.adına tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı vekili, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.11.2008 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden A.B. vekili Avukat A.Ö.Yapı ve Kredi Bankası AŞ.vekili Avukat N.Y. ile temyiz edilen vekili Av.Y. İ. D.g. duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili ile sicil kaydındaki takyidatların terkini isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının miras bırakanı K.'nin davalıya yapmış olduğu taşınmaz temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle mahkemece davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.O halde, davalının tüm temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, taşınmazın sicil kaydının davalı üzerinde bulunduğu sırada davalının borcundan dolayı bir takım haciz şerhlerinin konulduğu Yapı ve Kredi Bankasından almış olduğu kredi sebebiylede ipotek tesis edildiği kayden sabittir.Oysa, haciz koyduran lehtar ile ipotek tesis ettiren bankaya davada husumet tevcih edilmediği ve böylece usulü dairesinde şerh muhataplarının davada taraf sıfatı bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir.Buna karşın, haciz ve ipotek lehtarlarının davada taraf sıfatları bulunmadığı halde, mahkemece sicilde yer alan takyitlerin karar kapsamına alınması suretiyle aleyhlerinde hüküm kurulmuş olmasının doğru olduğu söylenemez.Buna göre, takyitlerin kaldırılması bakımından kurulan hükmün yok niteliğinde olacağı açıktır.Esasen böylesine kurulmuş olan bir hükmünde infaz kabiliyetinin olmayacağı şüphesizdir.Hemen belirtilmelidirki; bir kimsenin davada taraf olmasa bile aleyhinde hüküm kurulması halinde hukuki yararı bulunması sebebiyle kararı temyiz etme hakkının varlıgı tartışmasızdır.Hal böyle olunca; Yapı ve Kredi Bankasının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün sicilde yer alan takyidatlar yönünden yukarıda açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın geri verilmesine 14.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.