Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11785 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9079 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : KARACASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/11/2009NUMARASI : 2008/41-2009/202Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 207 ve 192 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya satmak üzere anlaştıklarını ancak tapuda satış işlemi yapılırken 192 parsel yerine 203 parsel sayılı taşınmazın satış işleminin yapıldığını, o nedenle de bu hatanın giderilmesi için davalının fiili olarak kullandığı 192 sayılı parseli davalı adına tapuda tescil ettirdiklerini, ancak davalının, hata ile üzerine kaydedilen 203 parseli anlaşmaya aykırı olarak iade etmediğini ileri sürerek, 203 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, kayden paylı mülkiyet üzere davacılara ait 207 parsel sayılı taşınmazın 28.09.2000 tarihinde, 192 parsel sayılı taşınmazın ise 29.02.2008 tarihinde satış suretiyle davalı İ.. D..’a temlik edildiği davacıların; davalı ile 203 parselin değil 192 parsel sayılı taşınmazın satışı için anlaştıkları halde 192 parsel yerine hata yapılarak 207 parsel ile birlikte 203 parseli resmi akit ile devretmiş olduklarını anlamaları üzerine davalı taraf ile 203 parselin kendilerine devri karşılığında 192 parselin davalı tarafa intikal ettirileceği hususunda mutabık kaldıklarını, bu çerçevede kendilerinin 192 sayılı parseli kayden davalıya devrettiklerini, buna karşın davalının 203 parseli kendilerine devretmediğini ileri sürerek hata ve hile hukuksal nedenlerine dayalı olarak eldeki davayı açtıkları, 207 ve 203 parselin temlikinden sonra 203 parseli devamlı olarak davacı Ü..ın, 192 parseli ise yine devamlı olarak davalının kullandığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, bir kimsenin satın almış olduğu taşınmazı satan kişinin kullanımına bırakmasının ve bunun yerine satın alınmamış olan taşınmazın kişinin kullanımında bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun kabulü gerekir. Bu doğrultuda resmi akit ile satın alınmış olan 203 parselin sürekli olarak, satan kişi konumundaki davacı kullanımında bulunması, hata sonucunda devredilmediği belirtilen 192 parsel sayılı taşınmazın ise davacı adına kayıtlı olduğu halde sürekli olarak davalı kullanımında bulunması değerlendirildiğinde ve özellikle taraflardan hiçbirisinin kayıt bilgisi ve kullanım çelişkisine yönelik birbirlerine karşı ihtarname çekmemiş olması ve elatmanın önlenmesi davası da açmamış bulunması hayatın olağan akışına aykırı olup, makul bir olgu teşkil etmediği sonucuna varılmaktadır. Öyleyse, ilk işlemle 192 parsel yerine 203 sayılı parselin intikal ettirilmiş olmasının hataya dayalı olduğu kabul edilmelidir. Ayrıca, taraflar anılan hataya ıttıla kespettikten sonra taşınmazların karşılıklı devri konusunda mutabakata varmış bu çerçevede davacılar, 192 parselin devri karşılığında 203 parselin kendilerine devredileceği inancıyla 192 parselin mülkiyetini davalıya devretmiş ve fakat davalı 203 parseli davacılara intikal ettirmemiştir. Bu olgular gözetildiğinde de anılan 2. işlemin hileye dayalı olduğu kabul edilmelidir.Her ne kadar davalı savunmasında 192 parselin bedelini ödemek suretiyle satın almış olduğunu bildirip, bu konuda tanık dinletmiş ve tanıkların bir kısmı da davalı savunmasını teyit eder şekilde anlatımda bulunmuş ise de hadisenin işleyiş ve gelişim tarzı, mahkemece dikkate alınan tanıkların soyut anlatımı gözetildiğinde tanıkların bu anlatımlarına sonuç bağlanamayacağı, dolayısıyla taşınmazın satışının gerçek satış olarak değerlendirilmesi suretiyle sonuca gidilmiş olması doğru kabul edilemez. Öyleyse, davanın kabulü yerine reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlere HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.