HUMK‘un 298. maddesi hükmü gereğince senet metninin ön kısmında yapılan değişikliklerin hüküm ifade edebilmesi keşidecinin onayına bağlıdır.TTK‘nın 688/5. maddesi gereğince bir senedin bono vasfına haiz olabilmesi için diğer şartların yanı sıra kime veya kimin emrine ödenecekse onun adını ve soyadını ihtiva etmesi gerekir.Somut olayımızda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibe dayanak teşkil eden bonoda önce lehdar olarak keşideci Y... K... ismi yazılı iken adın üstü çizilerek sonradan S. K... yazılarak takibe konulduğu üzerinde keşideci parafının olmadığı görülmektedir. Yapılan bu değişikliğin yukarıda belirtilen yasa maddesi uyarınca sonuç doğurabilmesi için keşideci onayına bağlı olduğundan ve senet üzerinde de herhangi bir onayı bulunmadığı ve borçlu keşidecinin kabulü de olmadığı dikkate alındığında yapılan bu değişiklik yazılmamış sayılır. Bu durumda takip konusu bono kambiyo senedi vasfında olmadığından takibe konu yapılamaz. Mahkemece takibin İİK‘in 690. maddesi aynı kanunun 585. maddesine atıf yapmadığından bir kimse poliçede olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemeyeceği göz ardı edilerek kendi adına lehdar göstererek senet tanziminin mümkün bulunduğu gerekçe yapılmak sureti ile şikayetin reddi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK 428. maddeleri uyarıncaBOZULMASINA, 20/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.