Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.06.2012 gün ve 2012/268- 286 sayılı kararın direnme uygun bulunarak dairesine gönderilmesini kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan çıkan 08.05.2013 gün ve 2012/4-1162 E., 2013/631 K. sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Karar düzeltme isteminin esasına girilmeden önce karar düzeltme talebinde bulunan davalı vekilinin dilekçesinde talep ettiği reddi hakim konusu önsorun olarak tartışılmıştır.1-Davalı vekilinin reddi hakim talebi konusunda;Davalı vekili, karar düzeltme dilekçesinde aynı zamanda Hukuk Genel Kurul’u heyetinde bulunan bazı başkan ve üyeler hakkında, davacılar ile aynı dairelerde görev yaptıkları, davacıların Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeliği yaptıkları dönemde Yargıtay’a üye olarak seçildikleri ve Yar-Sav üyesi oldukları gerekçeleri ile reddi hakim talebinde de bulunmuştur.2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 39.maddesinde, “Yargıtay daireleri ile kurulları oylamaya katılacakların tümünün hazır bulunması veya bu Kanunla belli edilen çoğunluğun meydana gelmesi halinde toplanır.Görüşmeler gizli olur. Daire ve kurullarda kararlar çoğunlukla verilir. Özel hükümler saklıdır.Dairelerin veya genel kurulların başkan ve üyeleri reddolunabilirler. Ret hususundaki istemler, reddedilen başkan veya üye katılmaksızın ilgili daire veya genel kurullarca incelenerek kesin karara bağlanır. Daire ve kurulların toplantılarını engelleyen toplu ret istemleri dinlenmez.” denilmiştir.Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Yargıtay başkan ve üyelerinin de reddolunabileceği düzenlenmiş ancak devam eden usulün nasıl olması gerektiği konusunda ayrıntılı bir düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle boşluk olan hususlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 34.vd maddeleri gereğince uygulama yapılacağında duraksama bulunmamalıdır.Davalı vekilinin, dilekçesinde reddettiği kişilerden Hukuk Genel Kurulu’nun Şubat ayı heyetinde nöbetçi olan başkan Rahmi Ünal ve üyeler Murtaza Dolu ile Filiz Pınarcı kendilerine gündemin bildirilmesi üzerine; Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Üye’si Murtaza Dolu “…söz konusu talep hakimin reddini düzenleyen HMK 38.maddede belirtilen nedenlerden değildir. Talebin reddini yüksek kurulun takdirlerine arz ederim.” ifadeleri ile talebin reddi yönünde, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkan’ı Rahmi Ünal, “Tarafsızlığımdan en ufak bir tereddüdüm olmamasına rağmen bu dosyanın görüşülmesi kurulundan çekiliyorum.” ifadeleri ile çekilme yönünde ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Üye’si Filiz Pınarcı ise, “…HMK 38.madde kapsamında verilen dilekçe kapsamında oturumdan çekiliyorum. Hakimin reddi talebi içerikten yoksun olduğundan reddini talep ederim.” ifadelerine yer vererek davacı vekilinin reddi hakim talebinin reddi yönünde görüş bildirmişlerdir.Bunun üzerine bahsi geçen başkan ve üyelerin katılmadığı ve yerlerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Üyesi Mehmet Ali Esmer, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Üyesi Gülderen Kahraman’ın katıldığı oturumda hakimlerin reddi konusu tartışılıp görüşülmüştür.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK.)nun 34.maddesinde Hakimin Davaya Bakmaktan Yasaklılığı ve Reddi , aynı Kanunun 36.maddesinde Ret sebepleri düzenlenmiştir.HMK.nun 41.maddesinin 1.fıkrasında, “(1) Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir:a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa.b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse.c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa…” hükmünü düzenlenmiştir.HMK.nun 34.b bendinden de açıkça anlaşılacağı üzere, davalı vekilinin, reddettiği başkan ve üyeler hakkında yeterli inandırıcılıkta sebep ve bu sebebe ilişkin delillerini sunması gerekmektedir. Davalı vekilinin göstermiş olduğu sebeplerin HMK’da ret ve yasaklılık sebepleri arasında sayılmadığı, ayrıca hakimin tarafsızlığını etkileyecek nitelikte görülmediği gibi dilekçe ekinde de red sebebini kanıtlayacak gazete yazılarından başka somut bir delil sunmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin reddi hakim talebi ve bu talep üzerine çekilme dileğinde bulunan başkan ve üyenin çekilme istekleri 12.02.2014 günü yapılan görüşmede oybirliği ile reddedilmiştir.2- Reddedilen ve istinkaf talebi reddedilen başkan ve üyelerin yerlerine giren üyelerin katılmadığı, nöbetçi heyette ikinci oturumda işin esasının incelenmesine geçilmiş, ancak bu oturumda yapılan görüşmelerde karar nisabı sağlanamamıştır.Gerek 12.02.2014 tarihindeki 2. oturumda, gerekse 19.02.2014 tarihinde yapılan son oturumdaki müzakereler sırasında, bir kısım üyelerce, dava konusu edilen haberde öz ile biçim arasında çelişki bulunmadığı, başlığın haberin içeriği ile uyumlu olduğu, haberin içeriğinde başlıktan daha ağır sözlerde bulunulduğu, haberin suç duyurusunun içeriği ile de uyumlu olup, suç duyurusunun haber yapıldığı gerekçeleri ile davalı hakkında tazminat talebinin reddi gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre 6217 Sayılı Kanun'un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanun'un 442/3. ve 4421 Sayılı Kanun'un 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren (226) TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, Harçlar Kanunu uyarınca eksik kalan 1,95 TL harcın karar düzeltme talep edenden alınmasına, 19.02.2014 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Ceza Mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığı
Taraflar
arasındaki "maddi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair
verilen 17.12.2009 gün ve 2008/252 E. 2009/308 K. sayılı kararın
incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.
Hukuk Daires
İş kazası nedeniyle açılan davada ihtiayati haciz kararı verilebilir mi?
DAVA VE KARAR:
Davacı, dava sonuçlanıncaya kadar tazminat alacağının teminat altına alınması
için davalıya ait taşınmazlar ile trafik siciline kayıtlı araçların kaydına
ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında
belirtildiği şekilde
Esastan verilmiş bir ret kararı olduğundan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince nisbi vekalet ücreti verilmelidir
(...Davacı vekili, 24.12.2008 tarihli sözleşme ile davalının T. Markası altında bayilik faaliyetinin gerçekleştirdiğini, davalıya ait taşınmaz üze-rinde 2021 yılına kadar lehlerine intifa hakkı verildiğini ve intifa bedelinin peşin olarak ödendiğini, Rekabet Kurulunun bayilik sözleşmelerini 5 yıl il
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?