Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 116 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 775 - Esas Yıl 2011





Taraflar arasındaki nüfusa kayıt düzeltmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda; Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Aile mahkemesi sıfatıyla ) davanın kısmen kabulüne dair verilen 08. 09. 2008 gün ve 2007/98 E 2008/68 K. sayılı kararın incelenmesinde davalı vekil tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Daire-si’nin 18. 01. 2010 gün ve 2008/19621 E. 2010/796 K. sayılı ilamıyla;Dava gerçeğe aykırı olarak düzenlenen nüfus kaydının iptal istemine ilişkin olup 5490 sayılı nüfus hizmetleri kanunun 36. maddesinin kaynaklanmaktadır.Bu davalara Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden nazara alınması zorunludur. Bu açıklamalar karşısında davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamayla devamlı yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. .. . )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yenide yapılan yargılama sonucunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN :Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:Davacı vekilli müvekkilin H.M. 'nin mirasçısı olduğu H.M. ile M.M. 'nin çocuklarının bulunmadığını, davalı K. A. 'nın gerçekte anne ve babasının başka kişiler olmasına karşın, bu kişilerin çocuğuymuş gibi nüfusta kaydında yer aldığı, davalının gerçek nüfus kaydını ve soyadının Y. olduklarını tespit ettiklerini ifadeyle H. ve M.U. 'nun çocuklarının olmadığını tespiti ile davalının nüfus kaydındaki anne ve baba adının tashihi ile gerçek anne ve babasının nüfusuna kaydedilmesini istemiştir.Mahkemece, dava nesep tashihi olarak nitelendirerek sonuçta dava davalının M. ve H. M. çocuğu olmadığının tespiti ile bu kişilerin hanesindeki kaydının iptali ile köyün en son hanesine kaydedilmesine, davalının H. ve A. kızı olduğuna ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir.Davalı K. 'nin hükmü temyizin üzerine Özel Dairece; davanın gerçeğe aykırı nüfus kaydının düzeltilmesi istemi olduğunu nitelemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gereğine işaretle mahkemenin görevi noktasında kararı bozmuştur.Mahkemece, ilk hükümde direnilmiş; davalı K. vekilli hükmü temyiz etmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davanın hukuki niteliğinin buna bağlı olarak da davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğunun tespiti noktasındadır.Öncelikle, davanın hukuki niteliğinin belirlenmesine yönelik olarak ilgili yasal düzenlemeler ile kavram ile kurumların irdelenmesinde yarar vardır;Soybağı, 743 sayılı mülga Türk Kanuni Medenisi'ndeki nesep sözcüğünün yerine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunuyla getirilip,hukuk diline kazandırılan bir terimdir ve biri geniş diğeri dar olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmaktadır.Geniş anlamda soybağı, bir kimse ile onun ecdadı, üstsoyu arasındaki biyolojik ve doğal bağlantıyı ifade eder. Dar anlamda soybağı ise,sadece çocuklar ile ana ve babaları arasındaki bağlantıyı, başka bir deyişle çocuğun ana ve babasına bağlı ifade eder ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun aile hukuku kitabında düzenlenmemiş olan soybağı da bu dar anlamdaki soybağıdır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun soybağının hükümleri düzenleyen 282. maddesinin ikinci fıkrasında çocuk ile baba arasındaki soy-bağının,ana ile evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu;286 maddesin de kocanın soybağı reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebileceği hüküm altına alınmıştır. TMK'nın 287 maddesine göre, çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacının, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorunda olduğu,evlenmeden başlayarak en az yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üz yüz gün içinde doğan çocuğun evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılacağı, 288 maddesinde de çocuk evlenmeden önce veya ayrı sırasında ana rahmine düşmüşse davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmediği, ancak gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa kocanın babalığına ilişkin karinenin geçerliğini koruyacağı öngörülmüştür.4721 sayılı TMK'nın 283. ve 284. maddesinde soybağı davalarında yetki ve yargılama usulü düzenlenmiştir.4721 sayılı TMK'nın 284 . maddesine göre Hukuk Mahkemeleri Kanunu kuralların uygulanması asıl olmakta birlikte soybağına ilişkin davalarda hakimin maddi olguyu resen araştırması kanıtları serbestçe taktir etmesi ve ayrıca aynı maddenin 2 fıkrasına göre soybağının belirlenmesinde zorunlu olan hallerde sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere tarafların ve üçüncü kişilerin rıza göstermeleri gereklidir.4721 sayılı TKM'nın 284 maddesine göre hukuk muhakemeleri kanunu kurallarının uygulanması asıl olmakla birlikte soybağına ilişkin davalarda hakimin maddi olguyu resen araştırması kanıtları serbestçe takdir etmesi ayrıca aynı maddenin 2 fıkrasına göre soybağının belirlenmesinde zorunlu olan hallerde sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere tarafların ve üçün kişilerin rıza göstermeleri gereklidir.4721 sayılı TKM'nın 286. maddesine soybağının reddi davası ve bu davayı açabilecek kişiler açıklanmış, aynı Kanunun 291. maddesinde ise soybağının reddi davası açabilecek diğer ilgili kişiler belirtilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, soybağı davalarının ilelebet açılabilmesi kabul etmemiş,belirli bir süre geçtikten sonra soybağı ile itirazları bir daha açılmamak üzere kapatılmasını yeğlemiştir. Onun için tür davalara hak düşürücü süreler getirilmiştir.Koca tarafından açılan soybağının reddi davasına hak düşürücü süre TMK'nın 289/1 maddesinde; çocuk tarafından açılan soybağının reddi davasındaki hak düşürücü süre TMK'nın 298/2 maddesine;kayyım tarafından açılan soybağanın ret davasındaki hak düşürücü süre TMK'nın 291/2 maddesinde; diğer ilgililer tarafından açılan soybağının reddi davasındaki hak düşürücü süre ise TMK'nın 291. maddesinde düzenlenmiştir.4721 sayılı TMK'nın 292 maddesinde evlilik dışında doğan çocuğun, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi halinde kendiliğinden evliliğin içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olacağı, aynı kanunun 294 maddesine ise buna itiraz ve iptal davası açabilecek kişiler gösterilmiştir.4721 sayılı TKM'nın 295. maddesinde tanımda 297. maddesinde tanıyan dava hakkı;298 maddesinde ilgilerin dava hakkı; 300. maddesine tanımaya karşı açılacak iptal davalarındaki hak düşürücü süre düzenlenmiştir.Yargısal karar ile babalığa hükmedilmesi 4721 sayıl TMK'nın 301 maddesi ve devamında hüküm altına alınmıştır; 301 maddesinde dava açma hakkı bulunmayanlar, 303 maddesinde ise hak düşürücü süreler ilğili hükümlere yer verilmiştir.Görüldüğü üzere, soybağı davaları belirli kişiler tarafından ve belirli kişiler karşı ve en önemli kanunda öngörülmüş hak düşürücü süreler içerisinde açılması gerekli kendine özgü yapısı olan dava türüdür.Nüfus kayıt düzenlemeleri davalarına gelince:Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ‘' nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ‘'davaların konusunu oluşturur.5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35 maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamı ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescilli esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünde dayanarak belgesine uygun olarak düzeltilir.Aynı Kanunun Aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgilerin düzenlediği 7. maddesinde her mahalle, her mahallede veya köy için ayrı aile kütüğü tutulacağı ve bu aile kütüklerinde; Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kayıtlı bulunduğu il,ilçe,köy veya mahallede adı ile cilt,a-ile birey sıra numarası kişinin adı soyadı cinsiyeti baba ve ana adı ile soyadların evli kadınların önceki soyadları doğum yeri ile gün, ay ve yıl olarak doğum tarihi ve kütüğe kayıt tarihi, evlenme boşanma soybağının kurulması veya reddi,ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi gibi kişisel durumda meydana gelen değişiklik veya yetkili makamlarca yapılan düzeltmeler, dini, medeni hali, yerleşim yeri adresi, fotoğrafı bulunacağı belirtilmiştir5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 38 maddesinde ise; yukarıda 7. maddesinde sayılan aile kütüklerine tescil edilmesi gereken bilgilerden;dayanak belgesinde bulunduğu halde nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen ya da hiç yazılmayan bilgiler veya mükerrer kayıtların maddi hata kapsamında değerlendirileceği bu tür maddi hataların ise genel Müdürlükçe ya da nüfus müdürlüklerinde tarafından düzeltileceği veya tamamlanacağı düzenlenmiştir (NHKİ Yön. m79).Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun uygulanması Hakkında Yönetmeliğinin (NHKUİ) 80. maddesinin (ç) bendine göre; doğum veya ölüm raporuna göre düzenlenmiş olmak kaydıyla yurt içinde doğum veya biraz edilmesi halinde; yapılacak değerlendirme sonucunda adı, soyadı ana ve baba adı, cinsiyet, doğum yeri, doğum tarihi evlenme tarihi ve ölüm tarihinde gerekli düzeltme işlemleri yapılacaktır.Dayanarak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış maddi hata söz konusu değil ise, aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir.İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar” ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası'' ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu davada uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası'' olarak adlandırılmaktadır.5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35. maddesine “kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez.... '' ibaresi yer aldığından her hangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur.Önemle vurgulanmaktadır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK 11. 2. 1988 gün ve 2-87/77 sayılı). Şu durumda; zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabi-len nüfus kaydının düzeltilmesinde ilişkin davada resmi kayıt belgelerde başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilinecektir. (Özsunay,a.g.e, s. 244; Bilge Öztan, Şahsın Hukuku Hakiki Şahıslar, Ankara 1997, s. 210 )Davacının, kütük babası yanındaki kaydın iptali genetik baba yanında kaydını istemesi halinde; bu tür nüfus kayıt davaları kademeli olarak açılabilir ve bu tür davalarda iki talep yer alır. İlki kütük babası yanında kaydın iptali,diğeri ise genetik baba yanına kayıt istemidir burada davanın kabul edilmesi halinde ilginin kaydı bir başka kayda taşınacak;bir başka hanede bulunan kişi soybağı oluşturulacaktır. Her iki talebin bilikte aşılması halinde görevli mahkemeye Asli Hukuk mahkemesi değil, Aile mahkemesi olacaktır. Nitekim bu ilke, Hukuk Genel Kurulu'na ait 28. 9. 2005 gün ve 2005/2-S72 E. 2005/551 K. sayılı ilamında açıkca vurgulamıştır.Nüfus kayıt davaları sonucunda genel olarak davacının kaydı bir başka haneye taşınmamakla mevcut nüfus kütügü üzerindeki hande Nüfus hizmetlerı Kanunu'nun 7. maddesi geregince bulunan kayıtlar mahkeme kararı dogrultusunda degiştirilmekte veya düzeltilmektedir. Nüfus kayıt düzeltim davaları soybağı ile ilgisi olmayıp aynı hanede kayıtlı kalmak şartı ile nüfus kütüklerindeki her türlü düzeltim istemini kapsayan davalardır. Burada önemli olan verilecek karar ile ilginin hane kaydı bir başa hane kaydına taşınıyorsa bu dava artık nüfus düzeltim davası olmaktan çıkacağından soybağı davası halini alıcaktır.Soybağı davaları ise davanın haklı görülmesi halinde kişinin kaydı başka bir haneye taşınmakta ve bir soybağı oluşturulmaktadır.Görüldüğü üzere; soybağı davası ile kayıt düzelme davası sonuçları bakımından benzerlik göstermetke ise de içerik de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendilerine özgüdüler Kanunun özel hükümlerine tabirdirler.4787 sayılı Aile Mahkemelerinden Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5133 sayıılı Kanun ile değişik 4/1 maddesinde;4721 sayılı türk medeni Kanunu'nun üçüncü kısmı hariç olmak üzere ikinci kitabından (TMK. md 118-494) doğan bütün dava ve işlere Aile Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir.Tüm bu açıklamalar ışığında somut değerlendirildiğinde :Davacı vekili Ünye Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiş bulunan 2001/155-211 esas ve karar sayılı veraset ilamından anlaşılcağı üzere müvvekkilin miras bırakan H.M'nin mirasçısı olduğu, ünye ilçesi İstiklal köyü nüfusuna kayıtlı olan H.M. ve eşi M.M.'nin çoçuklarının bulunmadığı, bu durumun Ünye Sulh Hukuk Mahkemesinde veraset ilamindan da anlaşıldığı ancak davalının H.M.'nin ve M.U.'nun gerçek çoçukları olmadığı halde nüfus kütügünde bu şekil yazılmış olması nedeni ile çoçukları olarak göründügü ve bunun sonunda yine dilekçe ekinde sunmuş buldukları veraset ilamından anlaşılcağı üzere onların gerçek çoçukları gibi mirascı olduğunu ayrıca bu nüfus kaydında soy isimlerin Y. olduğu Yönünde de bilğilerin olduğu nüfus kayıtlarına ulaştıklarında gerçek anne baba isimlerini ve bu nüfusta bulunan insanlar da davaya dahil edeceklerini, bu yanlışlıkların müvvekkilin mirasçı olmasına mani olduğu, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak davaların kabulu ile, davanın ünye ilçesi istiklal köyü cilt 50-4 nüfüsa kayıtlı bulunan H. M. ve M. M. 'nin çoçuğu olmadığının belirlenmesi ile bu yönde nüfus kütügünde anne-baba adı tashihi ile mahkemeye bildirecekleri nüfus kaydındaki anne baba isimleri ile nüfus kaydına karar verilmesini talep etmiştir.Davacının dilekçe ve duruşmadaki telepleri birlikte dikkate alındığın-da;davacı davalının nüfus kaydında görünen anne babanın gerçek anne baba olmadığını ve bir başka hanede kayıtlı H. ve A. kızı olduğunu idda etmiştir.Şu haliyle eldeki dava iki talebi içermektedir;İlki nüfus kaydında görülen kişilerin gerçek anne baba olmadığı digeri ise başka hanede bulunan kişilerin gerçek anne ve baba olduklarıdır. Eş söyleyişle davalı kadriye ile nüfus kaydında görünen anne ve baba arasında soybağı bulunmadığı idda edilmektedir.Davanın kabul edilmesi halinde davalı K.'nin kaydı başka bir haneye taşınacak ve bir başka anne ve baba ile soybağı kurulacaktır. Bu hali ile davanın soybağı davası olarak nitelendirilmesi gereklidir.Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 282. maddesi devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinde görevi kapsamındadır.5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. Maddesinde Düzenlenen Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır.Ancak nüfus kayıtlarının davacının talebi gibi düzeltilmesi için öncelikle gerçek anne-babanın,dolayısı ile soybağı tespit edilmesi gerekir.Hal böyle olunca, gerçek anne babanın tespiti soybağının kurulmasına ilişkin istemin çözümü öncelikle taşımakta ağırlıklı bu talebi incelemekle görevli mahkeme buna bağlı diğer talebide incelemek durumundadadır.O halde iki davanın birlikte açılması halinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil, Aile Mahkemesidir.Yukarıda açıklanan nedenlere direnme kararı usul ve yasaya uygundur.Ne var ki, bozma nedenine göre işin esasında yönelik temyiz itirazları özel dairece incelenmemiştir.Bu nedenle işin esasına yönelik temyiz itirizlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.SONUÇYukarıda açıklanan nedenlere direnme uygun olup; davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirizlarını incelenmesi için dosyanın2. HUKUK DAİRESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, 07. 03. 2012 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar ÖLEN KİŞİNİN TÜKETİCİ KREDİSİ BORCUNDAN SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU-SİGORTALININ HASTALIĞININ BİLDİRMEMESİ Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE MicrosoftInternetExplorer4 PMF TABLOSU • TAZMİNAT HESAPLAMA Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Pakize'nin içinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı N Sigorta ZMSS poliçesi ile sigortalı araç nedeniyle meydana gelen kazada murisin vefat ettiğini belirterek, anne baba, eş ve çocuk için 5.000'er TL destekten yoksun kalma tazminatının müracaat tarihinden iti Muhatabın bilinen adresine çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iadesi halinde, 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılabilir. Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E. Ö. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunu Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?