Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11570 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16170 - Esas Yıl 2013





DAVA : Davacı Milli Savunma Bakanlığı adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili tarafından, davalı D. Y. aleyhine 14/12/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/07/2013 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. KARAR : 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-) Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, askerlik görevini yapan davalının askeri araçla seyri sırasında meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/56 Esas ve 2009/460 Karar sayılı dava dosyasında yaralanan G. B.'a maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verildiğini ve hükmedilen tazminatın İdare tarafından İzmir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/717 Esas sayılı icra dosyasına ödendiğini belirterek, söz konusu tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. 818 sayılı BK'nun 50. maddesi, hâkimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hâkim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de; onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hâkim, rücu kapsamını takdir durumundadır. Kusur kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet, onunla birlikte değerlendirilmesi gereken öğelerdendir. Davalı, Anayasa'nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik ödevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve anayasal ödevde bulunması dolayısıyla onun, tazminatın tümüyle sorumluluğu durumunda hakkaniyet öğesi, kapsam belirlemede dikkate alınmamış olma sonucunu doğurur. Şu durum karşısında anılan öğe değerlendirmeye katılarak tazminattan belirli bir indirim yapılmak üzere yerel mahkeme kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) no'lu bentte belirtilen nedenlerle bozulmasına, davalının diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 10.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.