DAVA : Davacı Milli
Savunma Bakanlığı adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili tarafından, davalı
D. Y. aleyhine 14/12/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen alacak istenmesi
üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen
18/07/2013 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresi
içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik
hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek
gereği görüşüldü.
KARAR : 1-)
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici
nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik
görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz
itirazları reddedilmelidir.
2-) Davalının diğer
temyiz itirazına gelince;
Dava rücuen tazminat
istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı
tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, askerlik
görevini yapan davalının askeri araçla seyri sırasında meydana gelen yaralamalı
trafik kazası nedeniyle İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/56 Esas ve
2009/460 Karar sayılı dava dosyasında yaralanan G. B.'a maddi ve manevi
tazminat ödenmesine karar verildiğini ve hükmedilen tazminatın İdare tarafından
İzmir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/717 Esas sayılı icra dosyasına ödendiğini belirterek,
söz konusu tazminatın ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan
tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, davanın
reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Rücunun amacı,
birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. 818 sayılı
BK'nun 50. maddesi, hâkimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna
göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa
kapsamını hâkim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin
ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de; onu izleyen 51.
maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da
belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hâkim, rücu kapsamını
takdir durumundadır.
Kusur kapsam
belirlemede etkin ise de hakkaniyet, onunla birlikte değerlendirilmesi gereken
öğelerdendir. Davalı, Anayasa'nın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik ödevi
sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması
ve anayasal ödevde bulunması dolayısıyla onun, tazminatın tümüyle sorumluluğu
durumunda hakkaniyet öğesi, kapsam belirlemede dikkate alınmamış olma sonucunu
doğurur. Şu durum karşısında anılan öğe değerlendirmeye katılarak tazminattan
belirli bir indirim yapılmak üzere yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz
olunan kararın yukarıda ( 2 ) no'lu bentte belirtilen nedenlerle bozulmasına,
davalının diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) no'lu bentte gösterilen nedenlerle
reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 10.09.2014
gününde oybirliğiyle karar verildi.