MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı, mirasbırakan ...'in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 2463 ve 2473 parsel sayılı taşınmazları önce...'ye, ondan da gelini davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, satışların gerçek olmadığını, ölene kadar taşınmazları murisin kullandığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı, davayı kabul ettiğini, dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın ara malik kullanılmak suretiyle davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, davalının davayı kabul ettiği, davalının dava açılmadan önce davacıya payı devretmek istediğini bildirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan ... konusu 2463 ve 2473 parsel sayılı taşınmazları 10.08.2008 tarihli akitle ...'ye, onun da, 2473 parseli 28.08.2008 tarihli akitle, 2463 parseli ise 11.09.2008 tarihli akitle murisin gelini davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Öte yandan, murisin 06.11.2012 tarihinde ölümü ile davanın bir hafta içinde 13.11.2012 tarihinde açıldığı, davalının esasa cevap süresi içinde davayı kabul ettiği, mahkemenin kabule rağmen keşif yapıp taşınmazların değerlerini belirleyen bilirkişi raporu aldığı, tanıkları dinledikten sonra hüküm kurduğu görülmektedir.Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi hükmü gereğince; kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında yapılabilir.Somut olayda, mahkemece, davalının kabul beyanı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Ancak, davalı esasa cevap süresi içinde davayı kabul ettiğine ve tanık beyanları ile dava açılmasına sebebiyet vermediğini ispat ettiğine göre yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması doğru değildir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün nedeniyle hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.