Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11470 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13242 - Esas Yıl 2014





Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 01/08/2006 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının sözleşme süresi sona ermeden taşınmazı 2013 yılı Şubat ayında tahliye ettiğini, tahliye sonrası müvekkilinin kiralanan yer için kiralık ilanı verdiğini ancak kiralananın hor kullanılması nedeniyle kiraya verilemediğini, 2013 yılı Şubat, Mart, Nisan ayları kira bedelinin tahsili için Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2013/5270 Esas sayılı dosyası ile, 2013 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz ayları kira bedelinin tahsili için ise Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2013/10937 Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, davalının takiplere haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Hükme esas alınan 01/08/2006 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Kiracı tarafından Ankara 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/18 D.İş sayılı kararı üzerine kiralananın anahtarlarının 11/02/2013 tarihinde tevdi mahalline teslim edildiği, kararın kiraya veren vekiline 26/02/2013 tarihinde tebliği ile anahtarın aynı gün teslim alındığı anlaşılmıştır. Bu durumda, kiracı 26/02/2013 tarihine kadar kira bedelinden, anahtar teslim tarihinden sonra ise taşınmazın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda yeniden kiraya verilebileceği makul süre kira bedelinden sorumludur. Mahkemece yapılan yargılama sırasında hukukçu bilirkişiden alınan raporda; taşınmazın kiraya verilebileceği makul sürenin 6 ay olduğu belirtilmiş ise de, davaya konu kiralananın yeniden ne kadar sürede kiraya verilebileceğinin belirlenmesi hususu, raporu hükme esas alınan bilirkişinin uzmanlık alanında değildir. Bu nedenle mahkemece yerinde uzman bilirkişi ile keşif yapılarak kiralananın aynı koşullarda ne kadar sürede kiraya verilebileceğinin tespit edilmesi, kiracının sorumlu olacağı makul süre belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken konu ile ilgili uzmanlığı bulunmayan hukukçu bilirkişiden alınan rapor esas alınarak karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı kiraya veren tarafından Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1438 Esas, 2015/551 Karar sayılı dosyasında, hor kullanma tazminatı ve tamir süresince yoksun kalınan kira alacağı istemine ilişkin olarak dava açıldığı, hor kullanma tazminatı ile birlikte 2,5 aylık tamir süresine ilişkin kira kaybına hükmedilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı tarafından açılan Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1438 Esas, 2015/551 Karar sayılı davanın kesinleşmesinin beklenilmesi, bu dosyada belirlenecek tamir süresi gözetilerek makul süre kira bedelinin tespiti gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.