Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11460 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16299 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında görülen davada İzmir (Kapatılan) 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/02/2014 tarih ve 2012/162-2014/23 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03/11/2015 günü hazır bulunan asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili Av. E.. G.. ile asıl davada davalı-birleşen davada davacılar vekili Av. M.. A.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davada davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin % 10 paya sahip ortakları olduklarını, 09.05.2009 tarihinde genel kurulun toplandığını, gündemin 4. maddesinde bilançonun ve gelir tablosunun onaylanmasına, yönetim ve denetim kurulunun ibrasına, 5. maddesinde kar payının yedek akçeye ayrılmasına, 6. maddesinde denetçi seçimine, 7. maddesinde yönetim kurulu üyeleri ve denetçiye verilen huzur hakkının artırılmasına, 10. maddesinde genel kurul toplantısının yapılacağı yerin değiştirilmesine karar verildiğini, alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, genel kurulun 4,5,6,7 ve 10. maddelerinin iptalini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davacılar vekili, müvekkillerinin M. İnş. A.Ş.'nin yönetim kurulu üyesi olduklarını, 09.05.2009 tarihli genel kurulun 3. gündem maddesinde yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasının istendiğini, talebin oy çokluğu ile reddedildiğini, ancak 6762 sayılı TTK'nın 341. maddesine göre davalıların pay oranları nedeniyle sorumluluk davası açılabileceğini, bu duruma davalıların sebebiyet verdiğini,taleplerinin hakkın suistimali niteliğinde olduğunu ileri sürerek, genel kurulun 3. gündem maddesinin bu yönüyle iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı şirket vekili, genel kurulda alınan kararların usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, bilanço ve gelir tablosunun kayıtlara uygunluk gösterdiği, kar dağıtımı konusunda yasal koşulların oluşmadığı, yapılan ücret artışının makul oranda olduğu, esas sözleşme değişikliği ile genel kurul toplantısının şirket merkezi dışında başka yerde yapılmasının kararlaştırılabileceği, alınan kararların yasalara, objektif iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmediği, azlığın oyu ile 6762 Sayılı TTK'nın 341. maddesine göre Ankara 3 Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açıldığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin asıl davaya yönelik olarak aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, anonim şirket genel kurulunun bir kısım gündem maddelerinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 26.03.2004 tarihli genel kurulda 7.500 TL, 16.05.2005 tarihli genel kurulda 15.000 TL, dava konusu 09.05.2009 tarihli genel kurulda ise yapılan artışla 19.500 TL olarak huzur hakkı belirlenmesinin makul olduğu gerekçesiyle, gündemin 7. maddesine yönelik olarak iptal isteminin reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket yöneticilerine verilecek yüksek miktarlı huzur hakkı ile yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların kar payı alma haklarının zayıflatıldığı, belli ortaklara örtülü kar dağıtılması sonucunu doğuracağı bir gerçektir. Nitekim, 16.05.2005 tarihli genel kurulda belirlenen 15.000 TL huzur hakkına ilişkin olarak alınan genel kurul kararı da benzer gerekçelerle iptal edilmiştir.Bu itibarla, mahkemece anonim şirket genel kurulunun 7. maddesi uyarınca huzur hakkı belirlenmesine ilişkin olarak alınan kararın iptali gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: 1-Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalıdan alınarak asıl davada davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.