Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11455 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10442 - Esas Yıl 2010
MAHKEMES: ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 17/05/2010NUMARASI : 2005/397-2010/129Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu 1427 ada 17 sayılı parseldeki 10 nolu bağımsız bölümün ihtara rağmen davalılar tarafından haksız yere kullanıldığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, 10 nolu bağımsız bölümü binayı yapan müteahhitten satın aldığını, davacının daha sonradan tapuda ferağ vereceğini, ancak buna yanaşmadığını Tüketici Mahkemesinde görülen davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalının elatmasının önlenmesine; 833.-TL ecrimisilin davalılar F..-M.. E.den alınmasına karar verilmiştir.Dava dilekçesi incelendiğinde; toplam 17.400.-TL ecrimisil istenildiği dava değerinin de 17.400.-TL olarak bildirildiği, belirtilen isteklerden yalnızca ecrimisile yönelik olduğu elatmanın önlenmesi yönünden değer bildirilmediği sonucuna varılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK.’ nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından, elatma isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ve yıkımı istenilen yapının değerinin toplamından (04.03.1953 tarih, 10/2 sayılı İB. K. ) ibaret olacağı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere, 492 Sayılı Harçlar Yasası, harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayın edileceğini 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlamıştır. Anılan Yasanın30 ve 32. maddelerinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.Hal böyle olunca, mahkemece bilirkişiden çekişmeli yerin değeri açısından ek rapor alınması saptanan değere göre davacıya harç ikmali yaptırılması sözkonusu harcın yatırılmaması durumunda HUMK 409 ve Harçlar Yasası 30, 32.maddeleri uyarınca işlem yapılmasının düşünülmesi harç yatırıldığı takdirde işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, anılan eksiklik giderilmeden yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.