Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1145 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9176 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz edenler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARDavacı 3.kişiler vekili; müvekkillerinden ...’a ait 1 adet Sortex Series 90000 Otomatik Renk Tasnif Makinası ve diğer müvekkili Grup ... Gıda San. ve Tic. Ltd. Şirketi'ne ait, 2 adet "..." üretimli, parlatıcı yatay taşın haczedildiğini, haczedilen bu mallara ilişkin faturaların bulunduğunu, haczedilen makinaların, Grup ... .... Şirketi'nin resmi demirbaş listesinde bulunduğunu, her iki şirketin aynı adreste ...'ın kiracısı olduğunu, müvekkili Grup ... ..... Şirketi ve dava dışı borçlu ... Şirketi'nin aynı fabrika çatısı altında ayrı ayrı kira sözleşmeleriyle kiracı olduğunu, ...'ın Grup ... .... Şirketi'ndeki hisselerini borçluya devretmediğini, ...'ın haciz anında borçlu ... Şirketi ile bir ilgisi ve ortaklığının bulunmadığını, davanın kabulü hacizlerin kaldırılmasına, en az % 15 tazminatın davalı alacaklıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı alacaklı vekili; davanın süresinde açılmadığını, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ... sayılı ilamı ile takibin devamına karar verildiğini, davacının istihkak iddiasını kötüye kullandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nce bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece, haczin, takip dayanağı senette gösterilen borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste ve borçlunun huzurunda yapıldığı, İİK. 97/a maddesinde belirtilen mülkiyet karinesinin borçlu ve dolayısıyla alacaklı yararına olduğu karinenin aksinin davacı 3. kişiler tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanamadığı, davacıların tutmak zorunda oldukları yasal defterlerin, kendileri lehine delil niteliğini haiz olmadığı, dosyaya ibraz edilen faturaların borcun doğumundan sonraki tarihlere ilişkin olduğu, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, faturanın her zaman temini mümkün olan belge ve kayıtlarda olduğu, sunulan kira sözleşmesinin iddiayı ispata yarayan kesin ve güçlü nitelikte bir belge olmadığı, mülkiyet karinesinin aksinin davacılar tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir../.Kararı, davacı 3. kişiler vekili esastan, davalı alacaklı vekili tazminat ile vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3.kişiler vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,2-Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası olarak nitelendirilmiş ve karara bağlanmıştır.İİK'nun 97/13. maddesinde; istihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de, neticede dava reddolunursa, alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın % 20'sinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda da davacılar vekilinin talebi doğrultusunda ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin, satış bedelinin ödenmemesine ilişkin verdiği tedbir kararının, ... tarihli yazı ile ... İcra Müdürlüğü'ne bildirildiği anlaşılmakla, İİK'nun 97/13 maddesi gereğince, bu dava nedeniyle davacı 3.kişinin tutumu sonucu, alacağın tahsili geciktiğinden, davanın reddi nedeniyle alacaklı yararına % 20 tazminata hükmedilmesi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi hatalı olmuştur.Vekalet ücreti yönünden davalı alacaklının temyiz itirazına ilişkin ise, davanın esasına yönelik karar verildiğine göre; karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, mahcuz malların değeri 140.000.00 TL olup, dava konusu hacizli malların değeri takibe konu alacak miktarından az olduğundan avukatlık ücretinin bu miktar üzerinden hesap edilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı 3.kişiler vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve davacılara ayrı ayrı iadesine, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.