Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11436 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7274 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/11/2009NUMARASI : 2007/464-2009/520Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, satın almak suretiyle edindikleri taşınmazların ilk sahibinin ve onun mirasçısının Suriye vatandaşı oldukları iddiasıyla Hazine tarafından açılan davalar sonucunda mahkemece M.. Ş.. ve eşinin nüfustan kayıt silme işlemi esas alınarak tapu kayıtlarının iptali ile M.. Ş.. adına tesciline karar verildiğini, ancak mahkeme kararından sonra nüfustan silme işleminin İdare Mahkemesince iptaline karar verilerek M.. Ş.. ve eşinin nüfus kayıtlarının eski hale iadesi suretiyle T.C.vatandaşlığının ihya edildiğini ileri sürüp yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/74 Esas 1999/273 Karar sayılı kararının kaldırılarak M.. Ş.. adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali ile yeniden adlarına tescilini, tapu kayıtlarındaki şerhin kaldırılmasını istemişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, aleyhine yargılamanın yenilenmesi istenen hükmün kesinleşmediği yargılamanın iadesi isteğinin mesmu olmadığı gerekçesiyle davanın esasına girilmeksizin reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir.Davacılar, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların ilk kayıt maliki M.. Ş..’ın ve mirasçısının Suriye uyruklu olduğu gerekçesiyle yeniden M.. Ş.. adına tesciline ve 1062 Sayılı Yasa uyarınca şerh verilmesine ilişkin Hazine tarafından açılan davada 24.6.1999 tarih 1993/ 74 Esas 1999/273 Karar sayılı kararla 5 parça taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, şeklen kesinleşen karar üzerine M.. Ş.. adına yeniden kayıt oluşturulduğunu, ancak 1000 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili dava aşamasında, M.. Ş..’ın Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesi ile nüfustan kaydının silinmesine ilişkin idari işlemin idari yargı yerinde iptal edildiğini ve yeniden Türk Vatandaşı olarak nüfusa kaydedildiğini, bunun üzerine yerel mahkemece verilen kararın Dairece “ 1000 sayılı parsel ile birlikte diğer 5 parça taşınmaz için verilen kabul kararının da maddi hataya dayalı olması nedeniyle tüm davanın reddedilmesi” gereğinden söz edilerek bozulduğunu, bozma kararı üzerine verilen tüm davalılar hakkındaki dava için ret kararının Dairece onandığını ve halen karar düzeltme aşamasında bulunduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi yoluyla 1993/74 Esas 1999/273 sayılı kararın kaldırılması, M.. Ş.. adına olan tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların yeniden adlarına tescilini istemişlerdir.Yukarıda özetlenen aşamaların seyri gözetildiğinde 2008/322 Esas sayılı davanın yargılamasının sonucunda verilen kararın kesinleşmesi durumunda eldeki davanın sonucunun da buna göre şekilleneceği ve anılan kararın kesinleşmesi ile M.. Ş.. adına oluşturulan kayıtların yolsuz tescil durumuna düşeceği, diğer bir deyişle illetten yoksun duruma geleceği, sonuç olarak eldeki davayı doğrudan etkileyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, anılan davanın şeklen kesinleşmesinin beklenmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile ve iddianın mesmu olmadığı gerekçesiyle verilen kararın doğru olduğu söylenemez.Davacıların, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.