Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11422 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2090 - Esas Yıl 2015





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar .., .. ile .. ve davacı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Davacı temyizi bakımından; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinde mahkeme kararının hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair temyiz nedeni bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli temyiz dilekçesi sunularak temyiz edilen dosyalarda da temyiz dilekçesinde belirtilen temyiz nedenleriyle bağlı kalınarak temyiz incelemesi yapılıyor olması ile yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re'sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davacının sebepleri bildirilmemiş olan bozma isteğinin reddine,2-Davalılar .., .. ve .. temyizi bakımından; Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ..'nin tüm, davalı ..,..nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,3-Davacı vekili, müvekkilinin davalı .. Şirketine ait tersanede 18/10/2006 tarihinde .. Gemi .. çalışanı olarak işe girdiğini, davalı ..'un 01/01/2007 tarihinde davalı .. Şirketini kurduğunu ve çalışanlarını da bu şirket nezdinde çalıştırmaya devam ettiğini, 01/09/2007 tarihinde müvekkilinin .. Tersanesinden alınarak .. Tersanesinde görevlendirildiğini, burada çalışmasına devam etmekte iken işlerin bittiği gerekçesiyle 13/08/2009 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, günlük ücretinin net 60,00 TL olduğunu, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, fazla mesai yaptığını, yıllık izin kullanmadığını, son 8 ay ücretinden günlük 10,00 TL kesinti yapıldığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı .. ve .. vekili, davacının müvekkili .. ile hiçbir zaman hizmet ilişkisi içine girmediğini, müvekkiline ait herhangi bir işyerinde de çalışmadığını, buna ilişkin husumet itirazında bulunduğunu, müvekkili .. Şirketinin 22/11/2006 tarihinde kurulduğunu, davacının müvekili işyerinde kesintili olarak belirli dönemlerde çalıştığını, son olarak 10/07/2008 tarihinde işe girdiğini ve 13/08/2009 tarihinde işten ayrıldığını, işten ayrılırken hak ettiği tazminat, ücret, izin ve sair haklarını aldığını, 13/08/2009 tarihli ibranameyi imzaladığını beyanla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Davalı .. Şirketi vekili müvekkili şirket ile davalı .. Şirketi arasında 30/08/2007 - 30/12/2007 tarihleri arasını kapsayan alt işveren sözleşmesinin akdedildiğini, 30/12/2007 tarihi itibariyle alt işveren ilişkisinin sona erdiğini, dava dilekçesinde belirtildiği üzere 13/08/2009 tarihinde iş akdi feshedilen davacının fesih tarihindeki asıl işvereni .. olduğundan, bu tarih sonrasına ilişkin müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur.Davalı .. vekili, davacının müvekkili şirket işçisi olmadığını, müvekkili tersanede belli bir süre ve belirli bir işin inşası için taşeron olarak hizmet veren diğer davalı .. Şirketi işçisi olduğunu, müvekkili şirketi ile davacı arasında herhangi bir emir, talimat verme gibi bir ilişkinin de bulunmadığını, davacının iş akdinin kendi işverenince müvekkili şirketin bilgisi ve isteği dışında feshedildiğini, bu nedenle müvekkili şirkete dava konusu talepler yönünden sorumluluk yüklenemeyeceğini, davacının müvekkili ait tersanede ki işler için 14/09/2007 tarihinde çalışmaya başladığını,01/05/2008 tarihinde işten ayrılarak başka bir işyerinde çalışmaya başladığını, akabinde 10/07/2008 tarihinde tekrar davalı taşeron firmada çalıştığını, 13/08/2009 tarihinde çıktığını, davacının imzaladığı ibraname ile tüm hak ve alacaklarının aldığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 03.12.2013 tarihli ilamı ile özetle ve sonuç olarak “...Davalı .. vekili yargılama aşamasında bilirkişi raporuna karşı beyan içeren dilekçelerinde mütaalasına başvurulan bilirkişi ile davalı şirket arasında husumet bulunduğunu belirterek başka bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir. Anılan davalı vekili söz konusu itirazlarının dikkate alınmadığını temyiz sebebi olarak da ileri sürmekle Dairemizin 10.9.2013 tarih ve 2013/12253-14233 E.K. sayılı ilamı geri çevirme kararı verilmiş ve bu karar sonrası karara esas alınan raporunu düzenleyen bilirkişinin davacı vekili sıfatıyla davalılardan ..'ne karşı dava açmış olduğu anlaşılmıştır.HMK'nun 272. maddesinde "...Hâkimler hakkındaki yasaklılık sebeplerinden biri, bilirkişinin şahsında gerçekleşmişse, mahkeme, hüküm verilinceye kadar, her zaman bilirkişiyi re'sen görevden alabileceği gibi, bilirkişi de mahkemeden, görevden alınma talebinde bulunabilir..." şeklinde düzenlemeye yer verilmiş bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemeye göre mahkemece yeni bir bilirkişi tayin edilmesi yerine davanın tarafları ile arasında husumet bulunduğu anlaşılan bilirkişinin raporuna itibar edilerek karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.” gerekçesi ile diğer temyiz itirazları incelenmeden bozulmuştur.Mahkeme bozma kararına uymuş, başka bir bilirkişiden hesap raporu aldıktan sonra kararı temyiz eden davalılar açısından davanın kısmen kabulüne, davalı .. şirketi açısından reddine karar verilmiştir.Hizmet süresi ihtilaflıdır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 18.10.2006- 26.03.2007, 07.05.2007- 01.05.2008 ve 10.07.2008- 13.08.2009 arasındaki hizmet süreleri birleştirilerek 2 yıl 6 ay 5 gün üzerinden hesap edilen işçilik alacaklarından .. ve .. müteselsilen sorumlu tutulmuştur.Hizmet cetvelinin tetkikinden davacının 18.10.2006-30.11.2006 tarihleri arasında ..nde, 20.12.2006-25.03.2007 tarihleri arasında ..'de, 07.05.2007-01.05.2008 tarihleri arasında ... de ve 10.07.2008-.13.08.2009 tarihleri arasında da ..nde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının 18.10.2006.30.11.2006 tarihleri arasındaki çalışması ..nde geçmiş olup bu süre de hizmet süresine eklenmiş ise de, bu şirket ile davalı .. Şirketi arasında organik bağ olup olmadığı araştırılmamıştır. Sırf yetkilisi .. diye sorumlu olunan süreye eklenmesi hatalı olmuştur. Ticaret sicil kayıtları getirtilerek her iki şirket arasında organik bağ olup olmadığı tespit edilmelidir.Öte yandan davacının davalı Recep yanında çalışması olup olmadığı tam olarak tespit edilmeden ..'un şahıs olarak sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.4-Fazla mesai ücreti ihtilaflıdır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 5 günü 8.30-18.00 arası 1 saat ara dinlenme ile 42,5 saat, cumartesi günleri 1 saat ara dinlenme ile 7 saat, haftanın 3 günü 17.00'dan sonra 3 saat çalışarak haftalık 10,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai ücreti hesap edilmiş ise de, gerek davacı gerek davalı tanık anlatımları dikkate alındığında davacının saat.18.00'a kadar çalıştığını ispat edememesi nedeni ile davacının haftanın 2 günü 8.30-17.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile; 3 günü 8.30-20.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile; cumartesi günü de 8.30-16.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilerek fazla mesai ücreti hesap edilmeli ve davalılar yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden alacak hüküm altına alınmalıdır.O halde davalılar .., .. ve .. vekillerinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılar ..,..'ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacı ve davalı ..'ne yükletilmesine, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.