Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11406 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15841 - Esas Yıl 2013





Gereği görüşülüp düşünüldü:Mağdurun ''kendi adını kullanan sanığın, HSBC bankasına kredi kartı başvurusu yapıp düzenlenen kartı teslim alarak harcama yaptığını, ayrıca yine kendine ait Finansbank kredi kartı bilgilerini kullanan sanığın kendi hesabına havale yaptığını'' belirterek şikayetçi olması üzerine başlayan soruşturma kapsamında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 24.06.2010 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında ''... HSBC Bankası nezdinde bulunan müştekiye ait kredi kartı ile yine müştekiye ait kimliği ele geçirmek suretiyle kendi banka hesabına 650 TL transfer yaptığı...'' iddiasıyla 5237 sayılı TCK.nun 245/1 maddeleri uyarınca dava açıldığı, Ankara 6. Asliye Ceza MAhkemesinin 2020/703 esas sayılı birleşen dosyasında ise, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08.11.2010 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında ''....suç tarihinde de müştekinin yanına gelip kaldıktan sonra müştekinin cüzdanında aldığı müştekiye ait şifreyle müştekinin Finansbanktaki hesabında kullanarak müştekinin hesabından 400 TL para çektiği..'' iddiasıyla 5237 sayılı TCK.nun 142/2-e maddesi uyarınca dava açıldığı ve davaların birleştirildiği yapılan yargılama sonucunda incelemeye konu dosyada sanık hakkında birleşen dosyada iddia edilen eylemle ilgili olarak bir karar verilmediği ve 24.06.2010 tarihli iddianameye konu olayla ilgili olarak, hükmün gerekçesinde ''..Sanığın Ankara da öğrenci olması nedeniyle müşteki ile aynı evde kaldıkları, sanığın müştekinin kimliğini ele geçirerek müştekinin kredi kartından kendi banka hesabına 650 TL para transfer ettiği...'' denilmek suretiyle sanığın eyleminin TCK.nun 245/1. maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu kabul edilmesine karşın, hüküm fıkrasında sanığın ''başkasına ait banka veya kredi kartını izinsiz kullanmak suretiyle yarar sağlamak suçundan 5237 sayılı TCK.nun 245/3. maddesi uyarınca..'' cezalandırılmasına karar verilmiştir.Başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartının ele geçirilerek kul- lanılması TCK.nun 245/1. maddesinde düzenlenmiştir.Sahte belgelerle bir bankaya başvurulup içerik olarak sahte bir banka veya kredi kartı düzenlettirilmesi veya bir banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte kart üretilmesi satın alınması, kabul edilmesi, satılması veya devredilmesi anılan maddenin 2. fıkrasında böyle bir kartın kullanılarak yarar sağlanması ise ayrıca müstakil bir suç olarak 3. fıkrada kabul edilmiştir.Somut olayda;1- Düzenlenen iddianamelerin anlatım kısımlarında 5237 sayılı TCK.nun 245/2-3 maddelerinde belirtilen sahte banka veya kredi kartı üretip kullanmak suçlarına yönelik bir anlatımın olmadığı, bu itibarla HSBC Bank A.Ş tarafından mağdur adına düzenlenen kredi kartının sahte olduğuna yönelik bir davanın bulunmadığı anlaşıldığın- dan, mağdur adına sahte olarak ürettirildiği belirtilen kredi kartı ile ilgili olarak sahte kredi kartı üretmek ve kullanmak suçlarından dava açılması sağlanıp, açıldığında bu dosya ile birleştirilmesi, sahte banka veya kredi kartı üretip kullanmak suçlarının mağdurunun ilgili banka olduğu gözetilerek, HSBC Bank A.Ş'nin yargılamadan haberdar edilmesi ve mağdur adına HSBC Bank A.Ş. tarafından düzenlenen kredi kartının hesap özetlerinin getirtilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, CMK.nun 225. maddesine aykırı olarak iddianamede anlatımı yapılmayan sahte banka kartı kullan mak suçundan hüküm kurulması,2- Mağdura ait F..k kartıyla sanık tarafından yapıldığı iddia edilen işlemle ilgili olan birleşen dava hakkında hüküm kurulmadığı gibi başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartının hukuka aykırı olarak kullanılması suçunun mağdurunun gerçek kart hamili olduğu, kartı düzenleyen bankanın doğrudan zarar görmeyip müdahil olama- yacağı da gözetilmeden, F.. A.Ş'nin katılan sıfatı ile davaya kabulüne karar veri- lip lehine vekalet ücreti tayini,3- Uygulamaya göre de;Sanık hakkında temel hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan tayin edilmesine karşın, hürriyeti bağlayıcı ceza yanında tayin olunan adli para cezasının farklı gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üstünde tayini suretiyle çelişkiye neden olunması,Yasaya aykırı, sanık ve sanık vasisi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. mad- desi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.