T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2013/2-1926 KARAR NO : 2015/1139
"...Hukuk Genel Kurulunca incelenerek
direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki
kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; velayetin
değiştirilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların
boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini,
baba ile de şahsi ilişki tesis edildiğini, davacının iki yıldır çocuğunu
ancak icra yolu ile görebildiğini, davalının velayet hakkını kötüye
kullandığını, gerekli özeni göstermediğini, yaşadığı yerin çocuk
büyütmeye müsait olmadığını belirterek; müşterek çocuğun velayetinin
davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili;
davacı iddialarının tamamen asılsız olduğunu, müşterek çocuğun annesinin
yanında mutlu ve huzurlu olduğunu, davacının nafaka borcunu dahi
ödemediğini, çocuğun velayetinin annede kalmasının çocuk ve her iki
taraf açısından da yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar
verilmesini savunmuştur. Yerel Mahkemece, davacının müşterek çocuk ile
sağlıklı ilişki geliştirmeden çok, davalı ile çekişmesini devam
ettirdiği, müşterek çocuğun anne yanında mutlu olduğu, bakım ve
ihtiyaçlarının davalı anne tarafından karşılandığı anlaşılmış olup,
çocuğun yaşı ve ihtiyaçları nazara alınarak anne yanında kalmasının
çocuğun gelişimi açısından daha yerinde olacağı gerekçesiyle, davanın
reddine dair verilen karar; davacı vekilinin temyizi üzerine; Özel Daire
tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Mahkemece bozma
öncesi gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından
temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, velayet kendisinde olan annenin velayet
hakkını, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesini gerektirecek
derecede kötüye kullandığının kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktasında
toplanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet,
çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini
kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların
kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve
yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine
ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocukların şahıslarına bakmak, onları
görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve
eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile
istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi,
çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü
bulunmaktadır. Öte yandan, ayrılık ve boşanma durumunda velayetin
düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Eş
söyleyişle, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını
korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Velayet, kamu düzenine
ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade
çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. Belirtilmelidir ki,
velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana
ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun
15.04.1992 gün ve 1992/2-140 E. 1992/248 K. ile 22.01.2014 gün ve
2013/2-2085 E. 2014/30 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere,
boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet
kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma
hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı
değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir. 4721 sayılı
TMK'nun konuya ilişkin 324. maddesi; "Ana ve babadan her biri, diğerinin
çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve
yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki
sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını
birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar
veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler
varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden
alınabilir." düzenlemesini içermektedir. Buna göre velayetin
düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini
güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini
engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin
büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca
varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun
yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum
tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın
çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık
durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi
özel durumuna ilişkin hususlar göz önünde tutulmalıdır.
Velayetin belirlenmesi ve
düzenlenmesinde ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması
kaçınılmazdır. Bu nedenle, mahkemece çocuğu başkasına bırakma, ihmal
etme, kaçırma, iradi olarak terk etme, yönlendirme hususları ile tarafın
velayet talebinin olup olmaması, şiddet uygulaması, sadakatsizliği,
ekonomik durumu, mesleği, yaşadığı ortam, kötü davranışı, alkol
bağımlılığı, sağlığı, dengesiz davranışları dikkate alınmalıdır.
Yukarıda değinilen yasa hükmü ile dosya arasındaki icra dosyaları ve
davalı hakkında çocuk teslimine muhalefet etmekten dolayı uygulanan
yaptırım bir arada düşünüldüğünde, davalı annenin çocuğun babayla
kişisel ilişki hakkını sürekli olarak engellediği, bundan dolayı
hakkında çocuk teslimine muhalefet etmekten yaptırım uygulandığı, bu
suretle Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinde yer alan yükümlülüğüne
aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı annenin sekiz
yaşındaki müşterek çocuğun gelişimi için önemli olmasına rağmen babası
ile görüşmesini engelleyerek, velayet hakkını kötüye kullandığı
hususunun kanıtlandığı ve müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden
alınarak davacı babaya verilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Hal böyle
olunca, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak
ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,
Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak
gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında
gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30.maddesi ile 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici Madde 3" atfıyla
uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun
429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının
yatırana geri verilmesine, 01.04.2015 gününde oy birliği ile karar
verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMANIN KAYDA ALINMASI
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuç
RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ
(.Davacı, dava dışı üçüncü kişinin mevzuat gereği kendisine indirimli tarife uygulanması gerekirken Başbakanlık Hazine Müsteşar-lığı’nın talimatı üzerine indirimli tarife uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle ödemiş olduğu fazla elektrik bedelinin geri alınması için açtığı dava sonucunda mahkemece v
İhtiyati haciz - yetkili mahkeme
MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİAsliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/11/2014 tarih ve 2014/540-2014/540 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi borçlular vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor d
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?