Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/11/2007 tarih ve 2007/653-2007/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmiştir. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 02/02/2010 gününde davacılar avukatı ile davalılar avukatı ve avukat S. gelip, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatları dinlendikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Davacılar vekili, davalıların müvekkillerinden para tahsil edip geriye ödemediklerini, bunun üzerine davalılar aleyhine Essen Asliye Hukuk Mahkemesince alacak Davası açıldığını, 19/01/2005 tarihinde davanın müvekkilleri lehine sonuçlandığını, kararın 21/07/2005 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek, yabancı mahkeme kararı ile masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davalılar vekili, müvekkillerinden K. İnşaat Tarım A.Ş.nin merkezinin Konya olması nedeniyle mahkemenin yetkili olmadığını, bu davalı hakkındaki davanın tefriki ile yetkisizlik kararı verilmesini, tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararında MÖHUK 34 ve 38.maddeleri usuli şartların oluşmamış olduğunu, müvekkillerine dava dilekçesinin ve kararın usulüne uygun tebliğ edilmediğini, ayrıca kararın gerekçesinin de bulunmadığını, aynı konuda Türk Mahkemelerinden verilen kararlar ile çeliştiğini, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğunu, bu nedenle kararın kamu düzenine de aykırı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davalı K. İnşaat Tarım A.Ş hakkındaki davda tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş ve yetkisizlik kararı verilmiş, bu davaya davalı K. Holging A.Ş. yönünden devam edilmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, tenfizi istenen kararın gıyabi karar olduğu, gerekçesi bulunmadığı, MÖHUK 38. Maddesi şartları bulunmadığı, tenfiz şartları oluşmadığı gerekçesiyle, davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.1-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2675 sayılı MÖHUK’un 34/1.maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Tenfizin şartları ise aynı Yasa’nın 38. Maddesinde düzenlenmiştir. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında mütekabiliyet esasına dayanan bir anlaşma veya fiili uygulamanın olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, kendisine karşı tenfiz istenen tarafın savunma hakkına ilişkin usuli işlemlere uyulmuş olması, Türkler’in kişi hallerine ilişkin davalarda Türk kanunlar ihtilafı kaidelerinin gösterdiği hukukun uygulanmış olmasıdır.Mahkemece, tenfizi istenen kararın gıyapta verildiği ve yabancı mahkeme kararının gerekçesinin bulunmadığından bahisle tenfizi istenen karar yönünden yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Ancak dosya arasında bulunan ve tenfizi istenen Essen Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait belgelerin davalılar vekili A.G.’ye 30/11/2004 tarihinde tebliğ edilmiş olduğuna dair belge değerlendirilmemiş olup, davalıya savunma imkanı tanımadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.2- Bunun yanında mahkemece yabancı mahkeme kararında gerekçe bulunmadığı belirtilmiş ise de, dosya arasında bulunan Essen Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının tercümesin de bu kararın icraya yönelik kısa karar olduğu belirtilmiş bulunmasına göre mahkemece tenfiz istemine konu edilen Essen Asliye Hukuk Mahkemesinin gerekçeli karar metninin tamamının onaylı çevirisi dosyaya sağlandıktan sonra davaya konu uyuşmazlığın niteliği ve 2675 sayılı MÖHUK’un 38. maddesinin b ve d bentlerine aykırılık ve tenfize engel bir halin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken bu konuda da eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.3- Öte yandan, kabul şekli itibariyle, davacılar vekili dava dilekçesinde tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararına göre, müvekkillerinden T.E.’nin her iki davalıdan alacağı bulunduğunu, diğer davacı müvekkillerinden Tevfik Erkol’un her iki davalıdan alacağı bulunduğunu, diğer davacı müvekkillerinin ise davalı K. İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Tic. A.Ş.’den alacağı bulunduğunu belirtmiştir.Davalı K. İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Tic. A.Ş. hakkında dava, bu davadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmiş olup, bu davada davalı olarak sadece K. Holding A.Ş. kalmıştır.Taraf sıfatındaki eksiklikler, temyiz dahil yargılamanın her aşamasında davanın taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen gözetilmesi gereken husulardandır. Bu durumda mahkemece, davacı T. E. dışında kalan davacıların bu davada aktif husumetlerinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararınBOZULMASINA<karar>, takdir edilen 750.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.