MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/09/2014NUMARASI : 2014/123-2014/356Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin iadesine yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 7.268.-TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline alacak likit kabul edilerek %40 oranında icra inkar tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece taktir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazına gelince;İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının itirazın iptali davasında haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse, istek halinde alacaklı yararına, eğer borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir.Somut olayda; Davacı vekili öncesinde davalıya ait olan ancak 2004 yılında Belediyeye devredilen müvekkilinin kiracı olarak bulunduğu taşınmazın kira parasının 2004-2008 döneminde davalı idareye ödenmesine rağmen Belediyenin de bu döneme ilişkin kendisinde kira parası istediğini belirterek davalıya ödenen kira parasının iadesi için başlatılan takibe itiraz eden davalının itirazının 10.000.-TL yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davalı temyizi üzerine Dairemizin 27/01/2014 tarih 2013/8173 Esas - 2014/949 sayılı kararı ile tapunun Belediyeye geçtiği tarihten devrin kiracıya bildirildiği tarihe kadar taşınmazı devralan Belediyeye bir ödeme yapılıp, yapılmadığı üzerinde durularak, ödemenin olması halinde bu döneme ilişkin kira bedelini geçmemek kaydıyla davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak Belediye tarafından tahsil edilen bedel sorulmuş ve dosyada bulunan kira taahhütnamelerine göre dava konusu dönemdeki aylık kira miktarları dikkate alınarak hesaplanan 7.268.-TL alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir. Davacıya iadesine karar verilen alacak miktarı belediye ile yapılan yazışmalar ve yargılama sonucu belirlendiğine ve davalı tarafından üçüncü kişi durumunda olan belediyeye yapılan ödemenin bilinebilir nitelikte olmadığına göre likit bir borcun varlığından sözedilmez. Bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün icra inkar tazminatına hasren BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.