Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1133 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 6121 - Esas Yıl 2010





Davacı, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan M.İ. San.Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.KARAR1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Uyuşmazlık, davacı F.nin geçirdiği iş kazası sonucu %41.20 işgöremez duruma gelmesi nedeniyle davacının, eşinin ve çocuklarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacının eşi ve çocukları adına davacı F. tarafından ve vekile usulune uygun düzenlenmiş vekaletname bulunmadan dava açıldığının anlaşılmasına göre, davacının eşi ve çocukları yönünden manevi tazminata hükmetmesi usul ve yasaya aykırıdır.Kabule göre,Borçlar Kanunu'nun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Ancak cismani zarar kavramına (BK. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu öğretide ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse bir kişinin cismani zarara uğraması durumunda onun (ana,baba,eş, çocuk gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa (örneğin eyleme uğrayan yakın kişi %100 iş göremez duruma gelmişse) onların manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda onların zararları ile haksiz eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara uğrama söz konusudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.04.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430 23.09.1987 gün ve E. 1987/9-183 K.1987/655 sayılı kararıda aynı esaslara dayanmaktadır.Somut olayda, 11.07.2003 tarihinde 34 yaşında olan davacının geçirdiği iş kazası sonucu %41.20 oranında işgöremezliğe uğradığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı eş ve çocukların ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır bir şekilde bozulduğunu söylemek mümkün değildirAçıklanan maddi ve hukuki olgular nedeniyle olayda uygun illiyet ve hukuka aykırılık bağı koşulları oluşmadığından davacılar M. S. Ş ve S'nin manevi tazminat isteminin reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemenin, belirtilen maddi ve hukuksal olgular dikkate almadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmaldır.SONUÇHükmün yukarıda açıklanan nedenlerleBOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ilgiliye iadesine, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.