Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1132 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3330 - Esas Yıl 2014





İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RSair temyiz itrazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; manevi tazminatın kesinleşmeden takibe konulamayacağını, maddi tazminat için talep edilen faizin yanlış ve fazla olduğunu, tahsil edilen 140.000 TL’nin anaparadan mahsubu gerektiğini açıklayarak icra emrindeki fazla kısmın iptalini talep etmiştir. Mahkemece, manevi tazminata ilişkin hükmün kesinleşmeden takibe konulabileceği, bilirkişi raporu doğrultusunda fazla talep olmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100 (818 sayılı B.K'nun 84.) maddesinde kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masrafdan mahsup edileceği hükmüne yer verilmiştir. Başka bir anlatımla kısmi ödemelerin öncelikle fer'i alacaklardan mahsup edileceği kuralı bulunmaktadır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda faiz borcunun bulunmaması halinde kısmi ödemenin anaparaya mahsup edileceği, birikmiş faiz borcunun bulunması halinde ise TBK'nun 100. maddesine göre hesaplama yapılacağı belirtilmiştir. Bilirkişinin bu hususa ilişkin kabulü doğrudur. Ancak, takipten önce ödenen 140.000,00 TL ve şikayet tarihinden önce, 28.08.2013 tarihinde icra dosyası harici tahsil şeklinde bildirilen 96,900,00 TL ödeme bulunmaktadır. İcra emri tebliğinden sonra, tahakkuk eden ödeme isteklerinin İİK'nun 33/2 maddesi gereği süresiz şikayet konusu edilebileceği düşünülerek bu dosyada hesaba dahil edilmesi mümkündür. Belirtilen ödeme miktarları dikkate alınarak TBK'nun 100. maddesi gereğince Yargıtay denetimine açık hesaplama yaptırılmalıdır. Anılan kurallara uyulduğu anlaşılamayan ve ödemelere ilişkin açıklık getirmeyen eksik bilirkişi raporu ile hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.