İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan tahliye talepli icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, esasa ilişkin hüküm kurulmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından icra inkar tazminatına yönelik olarak temyiz edilmiştir.Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 01.01.2009 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı bu sözleşmeye dayanarak davalı hakkında 09.07.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2014 yılı Temmuz ayı kira bedeli 16.500,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte tahsilini istemiş, ödeme emri davalı kiracıya 15.07.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı tarafça davalının icra takibine süresinde yapmış olduğu itirazın kaldırılması istemi ile 11.08.2014 tarihinde dava açılmıştır. Takibe konu kira borcu davalı tarafından dava tarihinden sonra 22.08.2014 tarihinde ödenmiştir. Borç miktarının davanın açıldığı tarihteki duruma göre belirlenmesi gerekir. Dava tarihinden sonra borçlunun yaptığı ödemeler mahkemenin yargılamayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına ve takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmedilmesine engel teşkil etmez. Bu durumda mahkemece davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.