Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11293 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8212 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/05/2010NUMARASI : 2008/688-2010/401Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan babası K.. Ö..'ın 2. eşi davalı G.. ile evlendikten sonra o tarihe kadar olan birikimleri ile G.. adına taşınmaz satın aldığını, sonrasında bu taşınmazı G..'in satarak davaya konu 2659 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, satılan bu taşınmazdan artan ve bankada bulunan paralarla ... plaka nolu aracında davalı üvey kardeşi Reşat adına tescil ettirildiğini, davalıların alım gücünün olmayıp yapılan işlemlerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının ve aracın devrine dair işlemin iptali ile muris adına tesciline, olmazsa murisin tasarruf nisabında denkleştirme yoluyla saklı payının korunmasına, davalı G.. adına açılan veya muris tarafından davalılara devredilen banka hesaplarında kendi payının ödenmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle araç kaydının iptali ve tescili ile tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2659 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü davalı G..'in 29.11 2005 tarihinde dava dışı Hesna Biçer'den satış suretiyle edindiği, ..plaka nolu aracında davalı R... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, anılan temlikte ve aracın alımında bedelin muris tarafından ödendiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, miras bırakanın üçüncü kişiden bedelini ödeyerek satın aldığı (gizli bağış) taşınmazı ve davaya konu aracı davalılar adına tescil ettirme işlemlerinde 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilmeksizin tapu iptali ve tescil ile aracın kaydının iptali ile tescil isteklerinin kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.Ne varki, davada çekişmeli taşınmazın ve aracın bedelinin miras bırakan tarafından ödendiği ileri sürülerek iptal isteğinin yanında tenkis talebinde de bulunulmuştur. Koşulların bulunması halinde Türk Medeni Kanununun tenkis hükümlerinin uygulanması suretiyle bir karar verilmesi gereklidir.Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim gideri, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır.Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570.maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.Yukarıdaki ilkeler doğrultusunda somut olay irdelendiğinde çekişme konusu 2659 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölüm ile ... plakalı aracın murisin parasını ödeyerek 2.eşi davalı G.. için satın aldığı taşınmazın satışından elde edilen para ile alındığı iddia edildiğinden, bu durumda davalıya yapılan tenkise tabi kazandırma ilk taşınmazın alımında ödenen bedeldir. Miras bırakan tarafından ödenmiş olan bedelin ise uyarlaması yapılarak ölüm tarihinde ulaşmış olduğu miktar bulunarak tenkis hesabı yapılmalıdır.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi;Kabule göre de; ölü kişi adına tescil yapılamayacağı gözetilmeksizin çekişmeli taşınmazın ve aracın miras bırakan adına tescil edilmiş olması da isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.