Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11267 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9562 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ESPİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/06/2010NUMARASI : 2006/69-2010/134Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı M.. O , .. İ..T..'ın ve kök miras bırakanına ait Kasım 1976/7 .... 15 sıra nolu tapu kayıtları ile 1957/6 sıra nolu tapu kapsamındaki taşınmazları tasarruf edemediğini ileri sürerek, payına vaki elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı, davacının da dava konusu ettiği taşınmazlarda tasarruf ettiği yerler olduğunu, aralarında yazılı taksim yapılmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı iddiası sabit görülmeyerek, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazların tarafların kök miras bırakanlarına ait olduğu çekişmesiz olup, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Davacı, 1976/7 ila 15 sıra nolu tapu kayıtları ile 1957/6 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalan yerleri tasarruf edemediğini ileri sürmüştür. Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de, hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere; harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur. Somut olaya gelince, mahallinde yapılan keşif sonucu dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından ve krokiden hangi taşınmazın dayanılan hangi tapu kaydı kapsamında kaldığı anlaşılamadığı gibi yine mahalli bilirkişi beyanından çekişmeli taşınmazların bir kısmında davacının hiç yer kullanamadığı, buna karşılık başka yerleri tasarruf ettiği izlenimi uyanmaktadır.Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde hükme yeterli bir araştırma yapılarak, dava konusu taşınmazlara kapsam tayin edilmesi, ondan sonra davacının tasarruf ettiği ya da edebileceği bir yer olup olmadığının her taşınmaz için ayrı ayrı saptanması, fen bilirkişilerce infazda duraksamaya neden olmayacak biçimde açıklayıcı rapor ve kroki düzenlettirilmesi, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.