Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1125 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 2921 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 31.10.2008 tarih ve 2007/131-2008/485 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 01.02.2011 gününde davacı avukatı T. geldi, davalı avukatı davetiye tebliğine rağmen gelmedi, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan O. San. Tic. A.Ş.ne ait iş yerinde 04.01.2004 tarihinde meydana gelen su baskını sonucu büyük çapta hasar oluştuğunu, oluşan bu hasar nedeniyle müvekkilinin sigortalısına 143.389.68 YTL. Hasar bedeli ödediğini, sigortalı O. San. Tic. A.Ş. ile aynı zamanda binanın maliki olan davalılardan S. ile arasında 12.11.2003 tarihinde bir yıllık kira sözleşmesi yaptığını, sigortalının söz konusu yeri kumaş ve iplik deposu olarak kullandığını, olay günü yapılan ekspertiz incelemesinde işyerinin ikinci bodrum kat tavan betonu ve duvarlarından su sızmakta ve zeminde yaklaşık 5-6 cm civarında su olduğu ve suyun kapı altından asansör boşluğundan akarak bir taraftan da tahliye olduğunun tespit edildiğini, olayın İSKİ su şebekesindeki boru patlaması veya aşırı kar sonrası eriyen kar sularının bina temelinden birikip duvarlardan bina içine sızması sonucu meydana gelebileceği kanaatine varıldığını, zira zarar gören iş yerinin bulunduğu 37 nolu binanın birinci ve ikinci sokakların kesiştiği noktada olup burada İSKİ'nin kazı ve onarım çalışmalarının yapıldığının anlaşıldığını, binanın yapılışındaki bozukluğun su baskınına sebep olduğu kanaatine varıldığını, BK'nın 58. maddesi gereğince bina sahibi davalılardan S'nin sorumlu olduğunu, kar sularının erimesi sonucu suların saç kapaktan bina içine dolması ve bu nedenden dolayı iplik ve kumaş deposu olarak kullanılan iş yerinin sular altında kalarak malların zarar görmesi nedeniyle davalı S'nin kiralayan sıfatıyla BK. 250. maddesi gereğince, kira akdinden dolayı da borca aykırılıktan dolayı da sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 143.389.68 YTL.nin ödeme tarihi olan 29.03.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı İSKİ vekili, binanın yapılırken duvarlarının betonarme perde yapılması, iç ve dış bölümlerinin su sızdırmaz şekilde izole edilmesi gerektiği halde binanın bu özelliklerini taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar vekili, dava dışı sigortalı O. San.Tic. A.Ş'nin müvekkilinin mülkünü fuzuli işgal kullandığını, binanın yapımında herhangi bir kusurunun olmadığını, su baskının asıl nedeninin boru patlaması olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 1. ve 2. bodrumun birbiri ile irtibatsız bağımsız ve ayrı yerler olduğu, sigorta poliçesinde 1.bodrum katın “ara kat” ifadesi ile sigorta teminatı kapsamında alındığı, 2. bodrum katın ise sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığı, hasarın 2. bodrumda meydana geldiği, bu durumda davacının alacağını rücu etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, Yangın Sigorta Poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece 1. ve 2. bodrumun birbiri ile irtibatsız bağımsız ve ayrı yerler olduğu, sigorta poliçesinde 1. bodrum katın “ara kat” ifadesi ile sigorta teminatı kapsamında alındığı, 2. bodrum katın ise sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığı, hasarın 2. bodrumda meydana geldiği, bu durumda davacının alacağını rücu etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, uyuşmazlık konusu olayda 29.03.2004 tarihli ibra ve temlik belgesiyle davacı şirket, hasar ile ilgili olarak sigortalının üçüncü şahıslara karşı olan talep ve dava haklarını temlik almıştır. Başka bir anlatımla, dava dışı sigorta ettiren, kazayla ilgili olarak uğradığını iddia ettiği zarar nedeniyle davalıdan talep edebileceği alacağını BK'nın 162 ve devamı maddeleri uyarınca davacı şirkete temlik etmiştir. Bu durum karşısında davacının sigorta ilişkisi dışında alacağın temliki hükümlerine göre de talep hakkı bulunmaktadır. O halde, davacının temlik alan sıfatı ile gerçekleşen gerçek zararı isteme hakkı olduğunun kabulüyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇYukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 825.00 TL.duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.