Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11221 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 7966 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ : Hendek İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/04/2005NUMARASI : 2005/9-16Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK'nun 276. maddesinde " Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösteremez ise derhal tahliye olunur....." Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı ve kocası ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan mecurda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar bu madde hükmünün tatbikinde üçüncü şahıs sayılmazlar." hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere kural olarak, eşlerden birisi diğerine karşı ve ona tebaen taşınmazda oturduğundan boşanma gerçekleşse bile İİK'nun 276/son madde hükmü gereğince 3. kişi konumunda değildir. Ancak; kural bu olmasına karşın tahliyeye konu konutun " aile konutu" olarak kullanıldığı, şikayetçi eşin halen bu yerde çocukları ile birlikte oturmaya devam ettiği ileri sürüldüğüne göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun " Aile Konutu" başlıklı 194/1. maddedeki eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmü karşısında tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olup olmadığının belirlenmesi gerekecektir. Öyleyse mahkeme öncelikle bu yerin "aile konutu olduğunun tespitine yönelik olarak açılmış bir davasının ve aile mahkemesince yapılmış bir belirlemenin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak, (HGK.26.10.2005 Tarih E. 2005/12-676 K. 2005/600) dava açma yetkisi ve olanağı verilerek sonuca gidilmesi gerekir. Bu husus yöntemince araştırılmadan eksik inceleme ile tahliye isteminin iptali yolunda hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),26.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.