Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11159 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7417 - Esas Yıl 2013





Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davacılar M.G.. ve G. P.. tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacılar Z.K. ve S. G.. tarafından açılan davanın kabulüne, ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili ve davacı Menşure mirasçıları tarafından yasal süre içerisinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilerek gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacılar M. G. ve G. P.. tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacılar Z.K. ve S. G..tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiş olup, miras bırakanın dört parça taşınmazını oğulları S., İ.. ve A..e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davacılar Z.ve S. bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılardan A., İ. ve S.. mirasçısı A..'ın temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davacı Menşure mirasçılarının temyizine gelince; davacılar; miras bırakanları E. G..'in kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak çekişme konusu dört parça taşınmazını davalı erkek çocuklarına satış göstererek devrettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteğiyle eldeki davayı açmış; davacılardan G. 11.9.2008, davacı M..ise 16.9.2008 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat ettiklerini bildirmişler, davacı M..dava devam ederken 12.8.2010 tarihinde ölmüş, M.. mirasçılarından A.G..ve İ.G.. 30.5.2011 tarihli dilekçelerinde; annelerinin davalılar tarafından hile ile yanıltılıp, kandırılarak, ayrıca, feragata zorlanarak feragat dilekçesi vermesinin sağlandığını, verdiği dilekçenin anlam ve mahiyetini idrak gücünün bulunmadığını, bu konuda delilleri bulunduğunu iddia ederek davaya katılmak istemişler, mahkemece, 28.12.2011 tarihli celsede katılma talebinin reddine karar verilmiştir.Gerçekten de; yargılama sırasında ölen davacı M..'nin mirasçılarının davaya devam etme isteklerini müdahale talebi olarak nitelemek ve davayı takip talebinin reddine karar verilmek suretiyle davacıların savunma hakkının kısıtlanması isabetsizdir.Menşure mirasçılarından A.ve İ..'ın, feragat tarihinde M..'nin ehliyetinin bulunmadığı ve iradesinin fesada uğratıldığı iddialarından, ehliyetsizlik kamu düzeni ile ilgili olduğundan öncelikle ehliyetsizlik iddiasının araştırılarak, tarafların hukuki ehliyetsizlik yönünde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, davacı M..'ye ait raporlar, hasta müşahade kağıtları, reçeteler ve benzeri belgelerin getirtilmesi, ondan sonra 2659 Sayılı Yasanın 7 ve 16.maddeleri göz önünde tutulmak suretiyle dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek davacının feragat tarihinde ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanırsa feragat beyanına bu sebeple değer verilemeyeceği, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise bu kez feragatta irade bozukluğu iddiasının araştırılarak, tarafların bu yöndeki tüm delillerinin toplanması, irade bozukluğunun saptanması halinde de, feragata itibar edilemeyeceği ve hukuki sonuç bağlanamayacağı sabittir.Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, ''feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' hükmünü öngörmektedir.Öyleyse, iradeyi ifsad eden hata, hile, gabin ve ikrah gibi iddiaların her türlü delille ispatı mümkündür.Hal böyle olunca; mahkemece, bu iddianın hadise şeklinde(6100 sayılı Yasa 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, öncelikle davacı M..'nin feragat tarihindeki ehliyet durumunun araştırılması, daha sonra irade bozukluğu yönünden M.. mirasçılarının göstereceği tanıkların dinlenilmesi, bildirecekleri diğer delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacı M.. mirasçılarının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.