Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11054 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11709 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : BURSA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2008NUMARASI : 2008/162-2008/598 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 80 yaşında dul olan kardeşi H..E.. ile evlenmesinin önşartı olarak taşınmaz isteyen davalı L..’ye 789-790 ve 2501 parsel sayılı taşınmazların bağış yoluyla temlik edildiğini, davalı L..’nin kısa bir süre sonra evlenme muamelelerini ikmal etmeden evi terk edip ortadan kaybolduğunu, daha sonra taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini, aynı taşınmazlarla ilgili ve aynı sebeple açılan davada 790 ve 2501 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulüne, 789 parselle ilgili davanın ise sıfat yokluğundan reddine karar verildiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazı hileli yollarla temellük eden davalı L.ye’nin taşınmazı diğer davalı H..’e temlikinde adı geçen davalının da iyiniyetli bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu 789 parsel sayılı taşınmazını 20.06.2007 tarihinde kayıtsız şartsız bağış suretiyle davalılardan Lütfiye’ye devrettiği, davalı L.’nin de anılan taşınmazı 05.10.2007 tarihinde satış suretiyle diğer davalı H.’e temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, kardeşi H. E.’nin davalı L. ile evliliğini temin amacı ile taşınmazı L.’ye bağışladığını, fakat davalının kardeşi ile evliliğe yanaşmadığını, hileye düşürüldüklerini ileri sürüp, eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtilmelidir ki; yasal açıdan bir akdin korunabilmesi ve varlığını sürdürebilmesi için asıl olan akdin yapılması sırasında iradeyi ifsat eden bir nedenin bulunmamasıdır. Yok eğer akdin inikadı sırasında akit hata, hile ikrah, gabin gibi iradeyi bozucu bir sebeple gerçekleştirilmiş ise yapılan temliki tasarrufun geçersiz olacağında kuşku yoktur. Akit sırasında olmayıp ta sonradan meydana gelen olayların akdin geçerliliğine etkisi olamaz. Bir başka ifade ile akdi geçersiz kılmaz. Bu ilke ve kurallar gözetildiğinde, davacının serbest iradesiyle yapmış olduğu temlikten sonra evliliğin gerçekleşmemiş olması aktin sıhhatini etkilemez. Nitekim, davacının kardeşi H. E.. tarafından aynı hukuki nedene dayanarak davalılar L. ve H. aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne ilişkin karar Dairece aynı gerekçelerle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilerek kesinleşmiş olduğu da gözetilerek eldeki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.10.2010 taarihinde oybirliğiyle karar verildi.