MAHKEMESİ : ÇEŞME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/03/2010NUMARASI : 2006/407-2010/66Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 7105 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu dubleks meskenin sınırına davalı kooperatifçe komşuluk hukukuna aykırı olarak arıtma tesisi inşa edildiğini, arıtma tesisi nedeniyle oluşan, gürültü, koku, haşere oluşumu ve çirkin görüntünün dayanılmaz durumda olduğunu, taşınmazın bu nedenle değerinin düştüğünü ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerinde bulunmuştur.Davalı, belediye ile yapılan gelişmeler sonucu en uygun yer olarak belirlenen bölüme yönetmelik gereği arıtma tesisi yapıldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile zarar verici durumların giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına, tesis nedeniyle davacı taşınmazında oluşan değer kaybı nedeniyle 75.000.-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.10.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S. K.ile temyiz edilen vekili Avukat E. D. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, taşınmaz üzerine yapılan muhdesatlar nedeniyle eski hale getirilme suretiyle elatmanın önlenmesi, muhdesatlar sebebiyle taşınmaz değerinde meydana gelen değer kaybının tazmini isteklerine ilişkindir.Mahkemece, fiili zararların giderilmesi ile birlikte tazmin isteğinin de kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; iddia ve savunma doğrultusunda yapılan araştırma ve uygulama neticesinde mimari projesinde ve yönetim planında bulunmadığı halde davalı kooperatif tarafından kayden kat mülkiyeti davacıya ait villanın güneyinde kalacak şekilde teknik bilirkişi krokisinde gösterilen yere haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın arıtma tesisi yapmak suretiyle elatıldığı sabittir. Anılan arıtma tesisinin bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere mevzuatına ve yönetmeliklere aykırılık teşkil ettiği ve ilerleyen zaman içinde de yapılan bu tesise duraksamaya yer bırakmayacak şekilde hukukilik kazandırılamayacağı da tartışmasızdır. Davada eski hale iade isteği de bulunduğuna göre, yasal açıdan korunmasına olanak bulunmayan tesisin kaldırılması (sökülmesi) suretiyle muarazanın giderilmesine karar verilmesi zorunludur. Zira, kamu düzeni ile ilgili olan imar mevzuatına aykırılık teşkil eden muhdesatların muhafazasına yasal açıdan imkan bulunmamaktadır.Diğer taraftan, anılan husus kamu düzeni ile ilgili mevzuattan kaynaklandığı için davacı tarafından kararın temyiz edilmemiş olması sonucuna etkili değildir.Öyleyse, mahkemece anılan muhdesatın sökülmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek değer kaybından kaynaklanan tazminata hükmedilmesi isabetli değildir.Kaldı ki, kabul tarzı itibariyle de mahkemece, bir taraftan tesisattan kaynaklanan zarar giderici önlemlere hükmedilirken, öte yandan bu önlemler sonucu taşınmazda meydana gelecek değer artışı gözetilmeksizin değer kaybının hesaplanarak karar altına alınması da doğru değildir.Hal böyle olunca, davalının değinilen hususlara yönelik temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 26.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.