Davacı, dava dışı üçüncü kişinin mevzuat gereği kendisine indirimli tarife uygulanması gerekirken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı'nın talimatı üzerine indirimli tarife uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle ödemiş olduğu fazla elektrik bedelinin geri alınması için açtığı dava sonucunda mahkemece verilen ve kesinleşen karar gereğince üçüncü kişiye ödemiş olduğu tazminatın, ödemeye yol açan davalıdan rücu yolu ile alınmasını istemiştir.Davalı ise, yasal süresi içinde zamanaşımı savunmasında bulunarak istemin reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Rücu hakkı, başkasına ait borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihlerinde gerçekleşmiştir. Davacı, ödeme tarihi itibariyle fiil ve faili bildiği gibi zarar da tam anlamıyla gerçekleşmiştir. Davanın niteliğine göre zamanaşımının başlangıç tarihi, haksız fiil tarihi olmayıp, haksız fiil sonucu doğan zararın zarar görene ödendiği tarihtir. Çünkü ortaya çıkan zararı ödeyen kişi, ancak bu ödeme tarihinden sonra talep edebilme hakkına kavuşur ve bu süre bir yıldır.Somut olayda, davacı kurumca üçüncü şahsa yapılan ödeme tarihleri, 08.07.2009 ve 12.08.2009 olup, bu davanın açılma tarihi ise 08.11.2010 dur. Davacı kamu kurumu olmadığından dava açmaya yetkili yerin “olur” verdiği gün zamanaşımının başlangıcı olarak esas alınamaz.Yerel mahkemece, davanın açıldığı günde, ödeme tarihlerinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu gözetilerek, istemin zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇTemyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.