Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili ve davalı A.. Ş.. tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesi ile, müvekkili davacının babası muris H..Ç..' in, 12.09.2010 tarihinde vefat ettiğini; Burdur ..... Noterliğinde düzenlediği 19.10.2007 tarih ve 8160 yevmiye nolu vasiyetnamesinin, 21.10.2010 tarihinde açıldığını; vasiyetnamenin, murisin akli melekelerinin tam olmadığı zamanda baskı ve zorlamalar sonucu düzenlendiğini iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar Meryem, Yurdanur ve Hatice vekili cevap dilekçesinde; vasiyetname düzenlenirken, murisin, akli melekelerinin yerinde olduğuna dair doktor raporu alındığını, iddiaların yersiz ve haksız olduğunu savunup; davanın reddini istemiştir.Davalı A.. Ş.. ise; cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında; ben davayı kubul ediyorum. Bu vasiyetnamenin iptalini talep ediyorum demiştir.Mahkemece; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı A.. Ş.. tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davalı Ayşe; açılan davayı kabul ettiğini, vasiyetnamenin iptalini istediğini beyan etmiştir.HMK' nun 311.maddesine göre; feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.Mahkemece; davalı A.. Ş..'in kabul beyanı gözetilerek, sözü edilen vasiyetnamede davalı Ayşe' ye bırakılan taşınmazlar bakımından, vaiyetnamenin kısmen iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın tümden reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.