Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1102 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15935 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : YIKIMTaraflar arasında tefrik edilerek görülen yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, paydaşlar arasında yıkım istemine ilişkindir.Davacılar 22.08.2006 tarihli dava dilekçeleri ile, murisleri ...'den intikal eden taşınmaza kardeşleri olan davalı ... tarafından yapılan balkonun samanlığa giden yolu kapattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemişler; yargılama aşamasında dava konusu 146 ada 7 parsel adı altında 13.02.2008 tarihinde davalı olması nedeniyle malik hanesi boş bırakılarak tutanağı düzenlemesi üzerine elatmanın önlenmesi yönünden Kadastro Kanununu 27/1. maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmıştır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ...Mahkemesinin 2008/90 E. 2010/51 K. sayılı ilamı ile taşınmazın taraflar ve dava dışı kişiler adına tesciline ve çekişmeli taşınmazda davalı ... tarafından yapılan balkonun samanlığa giden yolu kapattığı saptandığından elatmanın önlenmesine karar verilmesine ilişkin kararın derecattan geçerek 18.06.2013 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten de, derecattan geçerek kesinleşen elatmanın önlenmesi davası gözetilerek davacı ... bakımından yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ne var ki; geri çevirme neticesinde temin edilen belgelerden 18.06.2013 tarihli hükmen tescil ile dava konusu 146 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 1/9 ar pay davacılar ve 1/3 er pay davalı adına kayıtlı iken yargılama sırasında 27.11.2013 tarihli satış işlemi ile davacılar...ve ...'nin taşınmazdaki paylarını diğer davacı ...'e temlik ettikleri sabittir.Bu durumda davanın devamı sırasında davacılar ...ve ...f sıfatını yitirdiği açıktır.Hâl böyle olunca, davacılar ...'nin yargılama sırasında taraf sıfatı kalmadığından, aktif husumet (sıfat) yokluğundan davanın reddine karar verilmesi ve anılan davacıların dava tarihi itibariyle mülkiyetten yargılama sırasında ise kayıttan kaynaklanan hakları dolayısıyla dava açma sıfatları bulunduğuna göre davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.