Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11016 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9743 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ALANYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/05/2010NUMARASI : 2007/235-2010/241Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kat mülkiyeti kurulu, 31 ada, 18 parselde yer alan 18 nolu bağımsız bölümü 04.03.2004 tarihinde satış yoluyla temellük ettiğini, önceki kayıt maliki olan davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazda ikamet etmeye devam ettiğini, aralarında akdi bir ilişki bulunmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, temlik tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000,00.-TL ecrimisilin tahsili isteğinde bulunmuştur.Yurt dışı adresi tespit edilemeyen davalıya Tebligat Yasası 28. maddesi uyarınca tebligat yapılarak yargılama yokluğunda yürütülmüştür. Mahkemece; çekişme konusu taşınmaz hakkında davalı tarafından açılan iptal tescil davasının kesinleşmediği, davalının 15.12.2003 tarihinde satış yoluyla temlik ettiği dava dışı ara malik ile davacı arasındaki temlikin muvazaalı olduğunu, davalının haklı nedenle taşınmazı kullandığının kanıtlanamadığı, davacının ayni hakka dayandığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisilin reddine karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece; elatmanın önlenmesinin kabulüne, ecrimisilin reddine karar verilmiş, hüküm yalnızca davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı tarafından Alanya Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemi ile dava açıldığı mahkemece iptal ve tescil isteğinin reddine ilişkin olarak verilen kararın, Dairece; 27.04.210 tarih, 767/4920 sayılı kararla “davanın kabulü” gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, her nekadar kayıt iptale kadar geçerli ise de sözü edilen davanın davacısı lehine ( eldeki davada davalı ) sonuçlanması diğer bir deyişle vekâlet görevinin kötüye kullanıldığının kabulü halinde davacı adına oluşan kaydın baştan beri illetten yoksun ve yolsuz tescil halini alacağı açıktır. Bu tür bir iptal ve tescil kararının açıklayıcı nitelik taşıdığı gözetildiğinde, elatmanın önlenmesi davasının açılış tarihi itibariyle de haksız bir dava olduğu kabul edilmelidir. O halde anılan dava sonucunun eldeki davayı doğrudan etkileyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; yanlar arasında görülmekte olan tapu iptal tescil davasının sonucunun beklenmesi, mülkiyete ilişkin ihtilafın çözümlenmesi, hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı, tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.