Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 545 - Esas Yıl 2014





Kararı verenYargıtay Dairesi : 13. Ceza DairesiMahkemesi : Asliye CezaElektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık ...'ın beraatine ilişkin, Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.07.2012 gün ve 623-1550 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 08.05.2013 gün ve 13864-13621 sayı ile;“28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, şikayetçi kurumun zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, sanığa bu konuda ihtar yapıldığı halde yasada öngörülen 6 aylık süre beklenmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Yerel mahkeme ise 20.09.2013 gün ve 281-493 sayı ile; dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda;“...sanık ...’ın eyleminin sayaca müdahale etmek suretiyle sarfiyatı az göstermek şeklinde 5237 sayılı Yasanın 142/1-f maddesindeki elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçunun unsurlarını oluşturmadığı gibi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 83. maddesi ile değişik 5237 sayılı Yasanın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunun unsurlarını da oluşturmadığı, 2603246 numaralı tesisata 15.06.2004 tarihinde takılan Makel marka 206615 seri numaralı sayacın 22.11.2005 tarihinde tahsilat borçları ödenmediğinden meskenin kontrolü ile tesisattan söküldüğünden dolayı sözleşmenin feshedildiği ve sanığın 07.09.2010 tarihinde kullandığı elektriği tesisata takmış olduğu mühürsüz ve ... idaresine kayıtsız ASER 276845 seri nolu sayaçtan geçirerek kullandığı, ...'a abone olmaksızın kayıtsız ve mühürsüz sayaçtan elektrik kullanma şeklindeki eylemin Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 46/b maddesindeki usulsüz elektrik kullanımına girdiği, elektrik hırsızlığı suçu kastıyla sayaca müdahale ederek sarfiyatını az gösterme yönünde iradesinin olduğuna ilişkin şüpheden uzak somut delil bulunmadığı ve kullandığı elektrik miktarının olması gerekenden daha fazla olduğunun sayaçtaki işaretlerle sabit olduğu, sanığın kullanmış olduğu teknik bilirkişi tarafından hesaplanan elektrik bedelini de 6352 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce ödediği, 6352 sayılı Yasanın geçici 2/2. maddesi ve 5271 sayılı Yasanın 223/4. maddesindeki düzenlemeler dikkate alındığında sanık hakkında ceza tertibine yer olmadığına dair hükmün lehine değil aleyhine sonuç doğurucu nitelikte olduğu zira 'ceza tertibine yer olmadığına' şeklinde kurulacak hükmün sanığın 5237 sayılı Yasanın 142/1-f maddesindeki suçu işlediği sabit görülüp gösterdiği etkin pişmanlık nedeniyle kendisine ceza verilecekken olumlu etkin pişmanlık davranışı karşısında yapılan yargılama neticesinde bir nevi bağışlama, af şeklinde ceza verilecekken davranışı nedeniyle ceza verilmesinden vazgeçildiği şeklinde doğurduğu sonuç itibariyle sanığın aleyhine durum yaratacağı, beraat kararının sanığın daha lehine olduğu değerlendirilerek 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin sanık lehine herhangi bir durumun yaratmadığı kanaatiyle mahkememizin sanık hakkında kurmuş olduğu 13.07.2012 tarih 2010/623 esas 2012/1550 karar nolu ilamı usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle önceki hükmünde direnilmesine karar vermiştir.Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 03.09.2014 gün ve 41581 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.TÜRK MİLLETİ ADINACEZA GENEL KURULU KARARIÖzel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa katılan kurum zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun Geçici 2/2. maddesi uyarınca hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığı hususunun ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi durumunda ise incelemenin Yargıtay'ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.İnceleme konusu dosyada; sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemece verilen ilk hükmün Özel Dairece, sanığa katılan kurum zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yapılan yargılamada yerel mahkemece "...sanığın kullanmış olduğu teknik bilirkişi tarafından hesaplanan elektrik bedelini de 6352 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce ödediği, 6352 sayılı Yasanın geçici 2/2. maddesi ve 5271 sayılı Yasanın 223/4. maddesindeki düzenlemeler dikkate alındığında sanık hakkında ceza tertibine yer olmadığına dair hükmün lehine değil aleyhine sonuç doğurucu nitelikte olduğu zira 'ceza tertibine yer olmadığına' şeklinde kurulacak hükmün sanığın 5237 sayılı Yasanın 142/1-f maddesindeki suçu işlediği sabit görülüp gösterdiği etkin pişmanlık nedeniyle kendisine ceza verilecekken olumlu etkin pişmanlık davranışı karşısında yapılan yargılama neticesinde bir nevi bağışlama, af şeklinde ceza verilecekken davranışı nedeniyle ceza verilmesinden vazgeçildiği şeklinde doğurduğu sonuç itibariyle sanığın aleyhine durum yaratacağı, beraat kararının sanığın daha lehine olduğu değerlendirilerek 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin sanık lehine herhangi bir durumun yaratmadığı kanaatiyle mahkememizin sanık hakkında kurmuş olduğu 13.07.2012 tarih 2010/623 esas 2012/1550 karar nolu ilamı usul ve yasaya uygun olduğu” şeklinde önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.İlk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;Asliye Ceza Mahkemesince verilen 20.09.2013 gün ve 281-493 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.01.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.