MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/09/2014NUMARASI : 2011/135-2014/348Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiraya verenin açtığı hor kullanma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delilere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davalı vekilinin olağan yıpranma payına ve depozitonun mahsubuna yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 01.08.2008 başlangıç tarihli 9 yıl 8 ay süreli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu, taşınmazın sözleşmeye uygun olarak temiz, bakımlı ve tam olarak ve son derece lüks eşyalarla teslim edildiğini, sözleşme ile kiracıya taşınmazda değişiklik ve dekorasyon yapma izni verilip tahliye halinde yenilenen hali ile sağlam ve bakımlı olarak bırakılacağının kararlaştırıldığını, kiracının 12.04.2010 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini bildirmesi üzerine teslim için gidildiğinde taşınmazın harap halde olduğunun ve tüm tesisat ve dolapların sökülmüş olduğunun tespit edildiğini, İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/353 D.iş sayılı dosyasında yapılan tespitte taşınmazda mevcut zararın 47.000 TL olarak belirlendiğini belirterek, ödediği aidat giderleri ve yaptığı noter ve tespit masrafları toplamı 54.653-TL nin taşınmazın teslim tarihi olan 30.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise, sözleşme gereği evde değer arttırıcı dekorasyonlar yaptığını, evin eski hale getirilmesinin istenmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın sözleşmeye uygun olarak temiz ve bakımlı olarak teslim edildiğini, aidat alacağı talep edilmesinin sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını ayrıca sözleşme gereği ödenen 3.000-Dolar depozito bedelinin de halen iade edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Hükme esas alınan 01.08.2008 başlangıç tarihli ve 9 yıl 8 ay süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 6. Maddesinde kiralananın, demirbaş listesinde belirtilmiş olduğu gibi her türlü müştemilatı tam ve sağlam bir şekilde teslim edildiği, ancak bu çalışmalar içinde anılan projeye uygun ve proje kapsamında olmak kaydı ile kiracının kendisinin ve ailesinin zevkine uygun düşen bir takım değişiklikler yapabileceği, bu durumda yapılacak olan tüm masrafların kiracıya ait olacağı, gerek önceki kiracı ve gerekse H.. Ş.. tarafından kiralanana yapılmış veya yapılacak her türlü yenileme, bakım,vs. masrafların kiralayandan hiçbir şekilde talep edilemeyeceği, kiracının, kiralananda değer artışı meydana geldiğinden bahisle gerek kira bedelinde indirim gerekse sair her türlü taleplerde bulunamayacağı, tahliye anında gerek kiralananı ve gerekse mevcut veya yenilenen demirbaş olarak sayılan eşyayı normal kullanımdan doğabilecek eskime ve yıpranma haricinde aldığı gibi temiz, bakımlı ve sağlam bırakacağı, kararlaştırılmıştır. sözleşmenin 11. Maddesinde ise; 3.000-Dolar depozito bedeli alınmış olup, tahliye sırasında kiracının hiçbir borcunun bulunmaması halinde depozitonun kiracıya aynen iade edileceği belirtilmiştir.6098 Sayılı TBK.nun 316. (BK 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. (BK 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. O halde mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı yapıldıktan sonra kullanım süresi ile orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülmesi gerekir. Mahkemece gerçek zararın belirtilen şekilde tespit edilerek, tahliye sonrası kiraya veren tarafından iade edilmesi gereken depozito bedelinin de hesaplanacak tazminat miktarından mahsubu ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi hatalı olmuştur.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.