DAVA : Taraflar
arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı davalı
dışındaki bir başka bankadan ihtiyaç kredisi kullanmak için başvurduğu sırada
davalı bankaya kredi kartı borcundan dolayı hakkında takip kaydı bulunduğu
gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, oysaki davalı bankaya ait kredi kartı
bulunmadığını, bankanın sonrasında sistemsel hata sonucu takip kaydını düzeltip
kendisini bildirdiğini ancak olmayan borç sebebiyle hakkında icra takibi
başlatılıp evine ve maaşına haciz geldiğini ayrıca kredi notunun düştüğünü,
ticari itibarı zedelendiğini, ileri sürerek 20.000 TL manevi tazminatın
davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, icra dosyasında
fiili haciz yapılmayıp herhangi bir zarar oluşmadığını, sistemsel hatanın dava
açılmadan önce düzeltildiğini ve talep edilen tazminat miktarının fahiş
olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen
kabulüne 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm,
davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- )Dosyadaki
yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve
özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- )Davacı; bankanın
sistemsel hata sonucu isim benzerliği sebebiyle kredi kartı borcu sebebiyle
hakkında takip başlatıp, evine ve maaşına haciz geldiği ailevi problemler
yaşadığını, ticari itibarı zedelendiğini, kara listeye alındığını belirterek
manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının müterafik
kusurlu olduğunu ve tazminat miktarının da fahiş olduğunu savunarak davanın
reddini istemiştir. Mahkemece; davalı bankanın kusurlu olduğu, haksız davranışı
sebebiyle davacının ticari itibarını zedelendiği gerekçesiyle davanın kısmen
kabulüne 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Somut olayda kusur durumunun değerlendirilmesi halinde;sistemsel hata sonucu
isim benzerliği sebebiyle davalı bankaya ait kredi kartı ve borcu bulunmayan
davalı hakkında takip başlatan, haciz yapan davalının maaşına haciz konmasını
talep eden, icra ceza mahkemesinde mal beyanında bulunmamaktan şikayetçi olan
tüm bu işlemler sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalı bankanın
olayda kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, davacı da davalı banka
tarafından hakkında yapılan işlemlere hiçbir şekilde itiraz etmeyerek; ödeme
emri tebliğine rağmen borca itirazda bulunmayarak takibi kesinleşmesine,
zararın artmasına sebep olduğundan olayda davacının da müterafik kusurlu
olduğunun kabulü zorunludur.
Manevi tazminatı
miktarı yönünden ise; 22.06.1966 tarihli 7/7 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme
Kararında, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş
olup, manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, amacı, mamelek hukukuna dair bir
zararın karşılanması da değildir. Söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararında da
belirtildiği üzere, hakim manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni
Kanunu' nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı,
tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı
elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini,
hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara
uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak
için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna dair zararın
karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır. Dava
konusu olayın gelişimi ve yukarda belirtilen ilkeler gözetildiğinde, mahkemece
hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunun kabulü gerekir.
O halde yukarda
belirtilen ilkeler doğrultusunda; tarafların olaydaki müterafik kusur ve
sorumluluklarının yukarda belirtilen ilkeler çerçevesinde belirlenmesi ve
takdir edilecek daha makul bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken,
mahkemece 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş olması, usul ve
yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda 1.
bentte açıklanan sebeple davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte
açıklanan sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın
istenmesi halinde iadesine, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.