Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10925 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8970 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : SİVEREK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2010NUMARASI : 2009/501-2010/447Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, K.C. adına senetsizden tespit ve tescil edilen 421 ve 425 parsel sayılı taşınmazların miras bırakanları C. A.ait olduğunu, Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan dava ile (2005/384 E - 577 K) anılan taşınmazların malikinin K. oğlu C.A.olduğunun belirlendiğini, ancak tapuda işlem yapılmadığını daha sonra davalı H. babası C. G. de (2009/339 E - 466 sayılı karar) taşınmazların maliki olduğu yönünden tashih kararı alarak adına tashihinden sonra hileli ve muvazaalı olarak taşınmazları davalılara temlik ettiğini ileri sürerek, tapuların iptal ve tescilini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, dava konusu 421 parsel sayılı taşınmazın 12.000 m² bağ vasfı ile 1930 doğumlu K. C. adına senetsizden 13.10.1975 tarihinde tescil edildiği 6.8.2009 tarihinden tashihen C.G.adına tescilinden sonra aynı tarihte H.G.e, ondan da 11.8.2009 tarihinde M.B.satış suretiyle temlik edildiği, 425 parselinde aynı şekilde 134000 m² bağ vasfı ile senetsizden K.C.aynı tarihte tespitinden sonra soyadı tashihi yapılarak C. G.e tescil edildiği ve H.G.satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacılar, çekişmeli taşınmazların miras bırakanları K.oğlu C.A.ait olup, 50 yılı aşkın süredir tasarruf ettiklerini, kadastro tespitinde baba adının yanlış yazıldığı 2005/384 E - 577 sayılı kararla gerekli düzeltmenin yapıldığı ancak, tapuya gönderilmesine rağmen tapuda tashih yapılmadığını, davalılar olan H. babası C.G.2009/339 E-466 sayılı kararla soyadı tashihi yaptırarak tapu kayıtlarında da düzeltim yaptırıp, taşınmazları hileli ve muvazaalı olarak davalılara temlik ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmışlar, mahkemece de davanın kabulüne karar verilmişse de, hükme yeterli bir araştırmanın yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki; tespit maliklerinin taraflardan hangisi olduğu (C.A.mı yoksa C.G.mi) yönünde kadastro tutanağında isimleri geçen tespit bilirkişileri ile tanıklan dinlenmemiş, komşu taşınmaz tutanakları ve varsa dayanak tapu kayıtları getirtilerek dava konusu taşınmazlar yönünden sınırları ne olarak okuduğu ortaya konulmuş değildir.Öte yandan, davacılara ait 2005/384 E - 577 karar sayılı ilam ile, davalı yana ait 2009/339 E - 466 karar sayılı ilamların karşılıklı taraf olmadıklarından birbirlerini bağlamayacağı da kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, tüm taraf delillerinin toplanarak, kadastro tespit bilirkişileri ile tanıkların dinlenmesi, komşu parsel kayıt ve tedavüllerinin getirtilip, mahalline uygulanması ve taşınmazların gerçek tespit malikinin hangi C.olduğunun açıklıkla saptanması, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.