Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10924 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9446 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : KARASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/02/2010NUMARASI : 2009/153-2010/30Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalıların miras bırakanı S. adına 12 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, özel mülke konu olamayacağını ileri sürerek, tapunun iptal ve terkinini istemiştir.Davalılar, davayı kabul etmişlerdir.Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazın davalıların miras bırakanı S.S. adına kayıtlı olduğu, kadastro tespitinin 5.3.1968 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 28.5.2008 tarihinde açıldığı görülmektedir.Mahkemece, 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesine göre dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten, dava tarihine kadar yasada öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle dava reddedilmiş, gerçekten de, hak düşürücü süre geçmiştir. Ancak, davacı Hazinenin, eldeki davayı sulh hukuk mahkemesinde açtığı, davalılar vekilinin, 10.7.2008 tarihli cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiklerini beyan ettiği, davalılar S. S.K.ve K. S.S. vekili Avukat M.S.ve Ö.E. vekaletnamelerde davayı kabul yetkisi bulunduğu da sabittir.Bilindiği üzere, Sulh Hukuk Mahkemesinde görevsizlik kararı verilmişse de, görevli mahkemede görülen dava, görevsiz mahkemede açılan davanın devamıdır.Bu durumda, HUMK.'nun 92.maddesine uygun olarak yapılan kabul beyanını sonradan yürürlüğe giren yasanın ortadan kaldırmayacağı, ayrıca davanın sürdürülmesi ve yasadan sonra karara bağlanmış olmasının kabulün hukuki sonuçlarını değiştirmeyeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, görevsiz mahkemedeki kabul beyanının işin esasına ilişkin olduğu, görevli mahkemecede gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak;"kabul beyanına göre" davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.