MAHKEMESİ : FİNİKE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/09/2008NUMARASI : 2006/314-2008/254Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları E.'nin 294 parsel sayılı taşınmazdaki 3000/12000 payını torunu olan davalı N. satış suretiyle 1000/12000 payını da davalı M.Ölünceye Kadar Bakım Akti ile temlik ettiğini, yapılan işlemlerin muvazaalı ve mal kaçırmaya yönelik olduğunu, sağlık açısından akit yapmaya uygun olmadığını ileri sürerek, tapunun iptali ile muris adına ya da miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca (davacılar ile davalı N.) tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan E.'nin 294 parsel sayılı taşınmazdaki 3000/12000 payını 13.1.2004 tarihinde torunu olan davalı N.ye satış suretiyle 1000/12000 payı da 23.9.2003 tarihinde davalı M.e Ölünceye Kadar Bakım Akti ile temlikinin 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yapılan soruşturma sonucu mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Öte yandan, mahkemece infaza elverişli olacak biçimde doğru sicil oluşturulması gerektiği de kuşkusuzdur.Ancak, mahkeme hükmünde davacıların payları açıkça belirtilmediği gibi davalılar üzerinde kalan bakiye paylara da kararda yer verilmemiş, ayrıca davacı tarafın yargılama sırasında 23.6.2008 tarihinde çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden eksik harcı tamamladığı gözetilmeksizin davada kendilerini vekille temsil ettiren davacılar yararına dava dilekçesinde değer üzerinden eksik avukatlık parasına hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazdaki her bir davalı için iptal ve davacılar adına tescil edilen paylar ile bakiye paylarında hükümde ayrı, ayrı yazılarak infazda duraksamaya neden olunmaması, ayrıca harcı tamamlanan değer üzerinden davacılar yararına avukatlık parasının tayin ve takdiri gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir. Tarafların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.