MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/09/2014NUMARASI : 2011/439-2014/522Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, ödenmeyen kira bedelleri ile kira sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart gereğince alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı Hazine, kiralananı ihale ile 30.03.2004 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalı şirkete kiraladığını, kira süresi 3 yıl olmasına rağmen taşınmazın erken tahliye edildiğini sözleşmenin 3. maddesine göre tahakkuk eden 44.105 TL cezai şartın ve ödenmeyen 9.050 TL kira bedelinin tahsilini istemiştir. Mahkemece kira alacağının 7.340,55 TL, cezai şartın ise makul süre kirası ile sınırlı olarak 9.540,07 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.1- Davacı vekilinin kira alacağına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.Davada dayanılan ve hükme esas alınan 30.03.2004 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı şirket temsilcisi tarafından 22.11.2004 tarihli dilekçe ile taşınmazın 26.11.2004 tarihinde tahliye edileceği bildirilmiş ise de bildirilen bu tarihte tahliye edildiğine ilişkin yazılı bir delil sunulmadığı gibi, davacı tarafından 28.12.2004 tarihinde yaptırılan tespitte taşınmazın içinde davalıya ait eşyaların olduğu ve taşınmazın kilitli olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacı tarafından kabul edilen tahliye tarihine kadar olan kira bedellerine hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.2- Davacı vekilinin cezai şart alacağına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde:6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanun'unun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanun'unun Kamu Düzenine ve Genel Ahlaka İlişkin Kuralları ile Geçici Ödemelere İlişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'nci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346.maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanun'un da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.Kira sözleşmesi özel şartlar 3. maddesinde; kiracının kira dönemi sona ermeden faaliyetini durdurması sözleşmenin feshine neden olması halinde kalan süreye ait kira bedeli kiracıdan tahsil edileceği kararlaştırılmıştır. Davalının şirket olması karşısında, özgür irade ile belirlenmiş bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Bu nedenle davacının sözleşmenin 3. maddesi gereğince tahliye tarihinden sonrası için belirlenecek cezayı istemesine engel değildir. Bu durumda mahkemece tahliye tarihinden sonrası için sözleşmenin 3. maddesi gereğince hesaplanacak cezai şarta hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.3-) Davacı vekilinin gecikme zammına yönelik temyiz itirazlarına gelince; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin eki kira şartnamesinin 7. maddesinde vadesinde ödenmeyen kira bedellerine 6183 sayılı amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 51. Maddesi gereğince belirlenen oranda gecikme zammı uygulanacağı kararlaştırılmış olup davacı vekili dava dilekçesinde asıl alacağa gecikme zammı uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacının bu talebinde sözleşmeye ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece gerekçe gösterilmeksizin asıl alacağa 6183 sayılı yasa gereğince gecikme cezası uygulanmasına ilişkin istemin de reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.