MAHKEMESİ : BURSA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/12/2009NUMARASI : 2009/45-2009/563Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 1 parsel sayılı taşınmazın H. İ.Vakfından Mukataalı olup, bir kısım paydaşlar için önce Bursa Defterdarının kayyım atandığını, bilahare kayyımın 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesinden sözederek başvurusu üzerine kayyımlık kararının kaldırıldığını, bu paydaşların bulunamadıkları sabit olup, idarelerince mahluliyet kararı alındığını, vakıf kaydı bulunan taşınmazların vakfına geri döneceğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın mahlulen vakfı adına tescilini istemiştir. Davalı, çekişmeli taşınmazın 26, 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığını, taşınmazlarda sadece dört paydaşın payında vakıf şerhi olup, diğerlerinde vakıf kaydı bulunmadığını, vakıf şerhli paylar bakımından Hazinenin ilgisi olmadığından husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, diğer vakıf kaydı bulunmayan ve kayyımla idare edilen paylar bakımından da davanın esastan reddi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece, çekişmeli 1 parsel sayılı taşınmazın 26, 27 ve 28 sayılı parsellere ayrılmış olup, paylarında vakıf şerhi bulunan dört paydaş bakımından anılan hisselerin aslı vakıf olduğundan tapu kayıtlarının iptali ile H.İ. Vakfı adına tesciline, diğer verasette iştirak olarak talep konusu payların üzerinde vakıf şerhi bulunmadığından fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazın hükmen ifraz ile 3977 ada 27,28 ve 29 sayılı parsellere ayrıldığı ve 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi hükmü gözetilerek aslı vakıf olan paylar bakımından davanın kabulünde ve üzerinde vakıf kaydı bulunmayan hisseler yönünden de vakıfla ilgileri olmadığından davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak; davanın kabul edilen bölümü yönünden; davada hazinenin hasım olarak gösterilmesine gerek bulunmadığı, taşınmazın veya dava konusu payların vakfına dönmesi ve vakıf adına tescilinin hasımsız bir dava ile de istenebileceği gözetilerek, davalı olarak husumet yöneltilen hazinenin yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması doğru değildir. Davanın reddedilen kısmı açısından ise, hazine davalı olarak gösterildiğine ve yargılama sonucu üzerinde vakıf kaydı bulunmayan paylar bakımından davanın reddine karar verildiğine göre, davalı hazine yararına avukatlık parasına hükmedilmesi kural olarak doğru ise de; yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden harç tamamlanmadığı halde, dava dilekçesinde gösterilen değer itibariyle ve reddedilen kısım gözetilerek vekalet ücreti tayin ve takdiri gerekirken, keşfen belirlenen ve ancak harcı tamamlanmayan değere göre fazla avukatlık ücretine hükmedilmiş olması isabetsizdir.Davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazı ile Davalı hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.