Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10807 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10075 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : BOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/06/2010NUMARASI : 2009/115-2010/301Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan A. dava konusu 980 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, bedeller arasında fark olduğunu, temlikin mal kaçırma amaçlı yapıldığını ileri sürerek, tapunun iptali isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece" miras bırakanın ölüm tarihi gözetildiğinde; taraf delillerinin toplanması, araştırma ve inceleme yapılması işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği" gerekçeleri ile bozulmuş hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile kaydın iptali ve payı oranında davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekirki; açılan bir tapu iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda; mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği-dolu pafta sistemi –genel ilke ile bağdaşmaz. Ne varki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 Sayılı Kararı.)Somut olayda davacı tapunun iptalini istediği halde tescil istememiştir.Hal böyle olunca, davacı tarafa tescil davası açması konusunda olanak tanınması ve açıldığı takdirde eldeki davayla birleştirilmek suretiyle işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK' nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.